YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6545
KARAR NO : 2015/30868
KARAR TARİHİ : 05.11.2015
Tebliğname No : 6 – 2013/210821
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Of Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/149 (E) ve 2012/280 (K)
SANIK : H.. Y..
SUÇ : Nitelikli hırsızlık, nitelikli mala zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hırsızlık suçu, bir başkasının taşınır malının, rızası olmaksızın alınması ile oluşur. Rızanın geçerli olabilmesi için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil edecek ve suç oluşmayacaktır. Failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir. Bu yarar, maddi veya manevi olabilir. Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır.
Sanık ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı diğer sanık Ayhan’ın, gece vakti sayılan zaman dilimi içerisinde, 53 KA 109 plakalı kamyonet ile Kalkandere ilçesi köyü olan Çayırlı Köyü’nden geçerken, Of sınırında kalan Kireçli Köyü ile Hüseyin Hoca Köyü arasında bulunan köprünün daha önceden kırılmış olan korkuluklarını gördükleri, bu korkulukları almak amacıyla yanlarında bulunan oksijen kaynağı ile korkulukları kesmeye başladıkları ancak tanık M.. H.. tarafından görülmeleri üzerine, sanıkların, geldikleri araç ile olay yerinden uzaklaştıkları anlaşılan somut olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/4/2014 tarih ve 2013/2-685 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararında, 08/04/2014 tarih ve 2013/2-683 Esas, 2014/174 Karar sayılı kararında ve 14/10/2014 tarih ve 2013/2-560 Esas, 2014/416 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nın onuncu bölümünde “mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda, suça konu mal alınıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmesidir. Bu nedenle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşebilecektir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesinin de söz konusu olduğu hallerde, bu durum ancak, 5237 sayılı TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda ayrıca mala zarar verme suçundan da hüküm kurulamayacağı, bu durumun, 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi kapsamında temel cezanın belirlenmesinde gözönünde bulundurulacağı dikkate alınarak ve eylemlerin bütün halinde nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca nitelikli mala zarar verme suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Nitelikli hırsızlık suçunun gece sayılacak zaman diliminde işlenmesi nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 143. Maddesinin uygulanmamış olması,
3-Tüm dosya kapsamından, suçun işlenmesi nedeniyle oluşan zararın, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık A.. Y.. tarafından karşılandığının anlaşılması karşısında; sanık Hakan hakkında TCK’nın 168.maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.