Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/6312 E. 2018/4545 K. 12.06.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6312
KARAR NO : 2018/4545
KARAR TARİHİ : 12.06.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
HÜKÜM : a) Sanık … hakkında TCK’nın 207/1, 62/1, 50/1, 52/2-4, 53/1-3 ve 157/1, 62/1, 50/1, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
b) Sanık … hakkında TCK’nın 157/1, 62/1,50/1, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık …’un mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından, dolandırıcılık suçundan sanık …’nın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gsm abonelik işlemleri yapan işyerinin yetkilisi olan sanık …’un, şikayetçi…’ın abonelik sözleşmesi yaparken şirketine bıraktığı kimlik fotokopisini kullanarak şikayetçinin bilgisi ve rızası dışında şikayetçi adına sahte abonelik sözleşmesi düzenleyip bir adet …telefon hattı çıkarttıktan sonra diğer sanık …’ya kullanması amacıyla verdiği, sanık …’nın söz konusu hattı kullanıp kullanım bedellerini ödemediği, bu şekilde sanık …’nin özel belgede sahtecilik, her iki sanığın fikir ve eylem birliği içerisinde dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararlarına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık … müdafii ve sanık …’nın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53/2. maddesi gereğince, sanıklar için hükmedilen adli para cezası nedeniyle hakkında 5237 sayılı aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık … müdafiinin ve sanık …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, dolandırıcılık suçuyla ilgili hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “60’ar gün”, “50’şer gün” ve “1000 TL” ibarelerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5’er gün”, “4’er gün” ve “80’er TL” ibarelerinin eklenmesi ve hüküm fıkralarından TCK’nın 53. madde uygulamasına ilişkin bölümlerin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın iş yerinde şikayetçinin kimlik bilgileri kullanılarak telefon hattı alındığı iddiası ile açılan davada, sözleşmenin sanığın iş yerinde düzenlendiği, diğer sanık … ve tanık … beyanları ile hattın sanık tarafından verildiğinin imzanın tespit edildiği, bu nedenle suçun sübut bulduğu gözetilerek; hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 63. maddesinin l0. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılmaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenleme gereğince, sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.