Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/607 E. 2015/27470 K. 24.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/607
KARAR NO : 2015/27470
KARAR TARİHİ : 24.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun … şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Suça sürüklenen çocuğun Milas Endüstri Meslek Lisesi’nde öğrenciyken Eğitim Merkezi’nde karıştığı bir kavga nedeniyle disiplin cezası aldığı ve okuldan uzaklaştırıldığı, daha sonra Muğla Endüstri Meslek Lisesi’ne kayıt yaptırdığı, suça sürüklenen çocuğun Eğitim Merkezi’ne disiplin cezası alması olayını konuşmak için gittiği ve burada okul koridorunda okul müdürü olan katılana “senin ananı avradını sinkaf edeceğim” diyerek hakaret ettiği, daha sonra Eğitim Merkezi içerisinde 2 nolu dershanenin kapısını tekmeleyerek kapıda kırık ve çökme meydana getirdiği, bu şekilde atılı hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda; dosya kapsamına,katılan ve tanık beyanları ile sanık savunmasına göre sanığın atılı suçu işlediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
5395 sayılı yasanın 11. maddesinde düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılacağının” belirtilmesi karşısında mahkumiyetine karar verilen suça sürüklenen çocuk hakkında güvenlik tedbirine hükmolunamayacağının gözetilmemesi;
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından ”Suça sürüklenen çocuğun 5395 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince takdiren öfke kontrolü tedavisi yapılmak üzere sağlık tedbirine tabi tutulmasına, tedbirin İl Sağlık Müdürlüğünce yerine getirilmesine” ibaresinin tamamen çıkartılmak suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.