Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/5478 E. 2015/24403 K. 28.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5478
KARAR NO : 2015/24403
KARAR TARİHİ : 28.04.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık …’nın, eşi olan diğer sanık … adına bir şekilde temin ettiği ele geçirilemeyen usulsüz ve gerçeğe aykırı olarak tanzim edilen yeşil kartı tedavide ve sonrasında doktor tarafından yazılan ilaçların alınmasında kullanmaları sonucu 1.290,07 TL ilaç ve hastahane giderinin oluştuğu, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderildiği belirtilen listede sanık … eşinin ismi ile yapılan harcamanın esas alınarak soruşturma başlatıldığı, dosya kapsamına göre, kullanılan yeşil kartın sahte olduğu veya usulsüz olduğuna dair bir iddiaya rastlanmadığı gibi bu husustaki bir belgenin de dosya içine konulmadığı ve sanık …, yeşil kart bürosuna gidip başvuruda bulunduğunu, kimseye para vermediğini usulüne uygun olarak yeşil kartı çıkartıp eşi … kullandığını, suçsuz olduğunu belirttiği dikkate alınarak, yeşil kartı veren ilgili kuruma yazı yazılarak, kullanıldığı belirtilen kartın ne şekilde sahte olduğu veya usulsüz alındığı hususlarının sorulması, bunlara dair belgelerin ve varsa yeşil kart dosyası ile sigorta dosyasının onaylı suretinin istenerek dosyamız içine konulması, yine ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazı yazılarak, sanık … eşinin suça konu yeşil kartla hangi tarihte ve ne şekilde tedavi gördüğü, hastaneye hangi şikayetle geldiği, poliklinik veya acilden giriş yapıp yapmadığı, tedavi sırasında hangi yeşil kartı kullandığı ve bu sırada sigortalı olup olmadığı, söz konusu kartın, tamamen sahte mi yoksa ilgili kuruma sahte belgelerle başvuru yapılarak mı alındığı, hastaneye tedavi için başvuru yapıldığında, yeşil kartın sistemde sorgulanıp sorgulanmadığı ile tamamen sahte olan ve sistemde bir karşılığı bulunmayan yeşil kartın ne şekilde tedaviye esas alındığı hususlarının sorulması ve ilgili belgelerle birlikte hastane tedavi evraklarının onaylı suretlerinin istenerek dosya içine konulması, suç tarihinde sanık Salih’in eşinin ekonomik ve mali durumuna göre yeşil karta ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve hukuken yeşil kart alabilecek durumda olup olmadığının ilgili kurumlardan sorulması, Sağlık Bakanlığı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinde; … isimli kişinin sahte kartları düzenlediğini, bu hususta aynı mahiyette bir çok dosyanın bulunduğunu belirtmekle, … isimli kişi hakkında bir soruşturma veya kovuşturma bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa söz konusu dosyaların bu dosyayla birleştirilmesinin sağlanması, böyle bir soruşturma bulunmuyor ise, adı geçen kişinin açık kimlik bilgileri ve adresinin araştırılarak bulunması halinde ifadesinin alınması, yapılan sahtecilik eylemleri hakkındaki bilgisi ve sanıklarla olan irtibatının sorulması, her ne kadar yeşil kartın ele geçirilemediği belirtilmiş ise de, bu hususta hiçbir araştırma yapılmadığı dikkate alınarak, yeşil kartların nerede olduğunun araştırılması, suç tarihinden sonra aynı kartla başka yerlerde tedavi olup olunmadığının belirlenmesi, sahteciliğin, yeşil karta esas belgelerde yapıldığının iddia edilmesi halinde de, bu belge asıllarının getirtilmesi ile sanık, … ile ilgili diğer kişilerin yazı ve imza örneklerinin alınarak, sahteciliğin kim tarafından yapıldığı ve ne şekilde yapıldığı hususunda bilirkişi raporu alınması, sanıkların, varsa başkaları tarafından yapılan sahteciliği bilip bilmediklerinin tespit edilmesi, bütün delillerin toplanmasından sonra sonucuna göre, gerçekte bir sahtecilik olup olmadığı, sahteciliğin kim tarafından yapıldığı, sanıkların suç işleme kastıyla hareket edip etmedikleri ve kurum zararı bulunup bulunmadığı hususlarının karar yerinde tartışılarak, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.