Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/529 E. 2015/27275 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/529
KARAR NO : 2015/27275
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin incelenmesinde;
O yer Cumhuriyet savcısının, 20/05/2013 tarihinde verilen hükmü, 1412 sayılı CMUK’nın 310/3. maddesinde belirlenen bir aylık süre geçtikten sonra 27/06/2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2)Sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın, tutuklu olarak bulunduğu Aydın E tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki yatağını yaktığı ve müdahale etmek için giren infaz koruma memuru olan katılanın kendisine hakaret ettiğini ve vurduğunu beyan ederek katılan hakkında soruşturma başlatılmasını sağlamaya çalıştığı şeklinde gerçekleşen eyleminin mala zarar verme ve iftira suçlarını oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, mala zarar verme suçunu yakarak işlediği anlaşıldığından hakkında 152/2-a maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın üzerine atılı suçlarla ilgili …’nın da görgü tanığı olduğu ve kovuşturma aşamasında da dinlendiği gözetilerek tanık …’ın olayla ilgili tek görgü tanığı olmadığı ve dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20,00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” şeklindeki hüküm dikkate alınmadan, toplam 8,60 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölümün çıkarılarak yerine “8,60 TL yargılama giderinin inceleme tarihi itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan (20,00 TL’den) daha az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince hazine üzerinde bırakılmasına” denilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.