Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/43 E. 2015/28312 K. 09.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/43
KARAR NO : 2015/28312
KARAR TARİHİ : 09.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık, tehdit

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanık ….’ın, kardeşi …. adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı, …. tanıtım kartı ve …. Gazetesi personel kimlik kartlarına gerçek kimliğini gizleyecek şekilde resmini yapıştırıp sahte mühür de basmak suretiyle müştekilere kendisini …. olarak tanıttığı ve aldığı borç para ve mallar karşılığında yine …. ismini kullanarak senet tanzim ettiği ve bedellerini ödemediği iddia edilen somut olayda; sanığa atılı eylemin temas ettiği 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen “Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde, hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 09/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.