Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/3929 E. 2017/5903 K. 13.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3929
KARAR NO : 2017/5903
KARAR TARİHİ : 13.02.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : a-TCK’nın 158/1-d, 35, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
b-TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra sanığın yeniden suç işlemesi nedeniyle hükümlerin açıklanması üzerine sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, 6.000 TL miktarlı bonodaki miktar kısmını 16.000 TL yapmak suretiyle katılan aleyhine icra takibine geçtiği, böylece sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sanık hakkında daha önceden hapis cezasına hükmedildikten sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden sonra sanığın deneme süresinde yeniden suç işlemesi karşısında, açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği halde, ancak 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık hakkında ve koşullarının varlığı halinde cezanın ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilecekken ve sanığın tekrar suç işlemesi durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması dışında bir imkan mahkemeye tanınmadığı gözetilmeden sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı gerekçesine dayanan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sanık hakkında daha önceden hapis cezasına hükmedildikten sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden sonra sanığın deneme süresinde yeniden suç işlemesi karşısında, açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği halde, ancak 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık hakkında ve koşullarının varlığı halinde cezanın ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilerek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilecekken ve sanığın tekrar suç işlemesi durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması dışında bir imkan mahkemeye tanınmadığı gözetilmeden sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ”1.600 gün”, ”800 gün”, ”667 gün” ve ”13.334 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ”5 gün”, ” 2 gün ”, ”1 gün” ve ”20 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,13/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy:
Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan kurulan hükmün, sanık savunmanı tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun adli para cezasının miktarı yönünden düzeltilerek onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Ayrı gerekçe gösterilmeden yerel mahkemenin adli para cezasını alt sınırın üzerinde belirlemesi hükümde çelişkiye neden olmakta ise de, sayın çoğunluğun kararındaki gibi hükmün düzeltilerek onanması halinde yerel mahkemenin direnme hakkı elinden alındığı
gibi, hükmün bu nedenle bozulması sonucu yerel mahkemenin gerekçe göstererek adli para cezasını alt sınırın üzerinde belirlemesine engel bir durum da bulunmadığından, hükmün adli para cezasının ayrı gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması gerekçesiyle bozulması yerine yerel mahkemenin kararının düzeltilerek onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.