YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3578
KARAR NO : 2015/29198
KARAR TARİHİ : 30.09.2015
Tebliğname No : 15 – 2013/297856
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2012/575 (E) ve 2013/562 (K)
SANIK : M.. İ..
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265. maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle,kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Sanığın sevk ve idaresindeki …….. plakalı aracı kendi etrafında çevirdiğini farkeden ve trafik polisi olarak motosikleti ile görev yapan katılanın tepe lambalarını yakarak sanığın aracının yanına yaklaştığı, sanığa durması için ikazda bulunduğu, sanığın ikazı duymasına rağmen kaçmaya başlaması üzerine katılanın sanığı takip ettiği, katılanın motosikleti ile sanığın aracının yanına geldiği esnada, sanığın katılanın sol bacağına çarparak hızlandığı, katılanın çarpma neticesinde basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaralandığı, katılanın tekrar sanığa yetiştiği ve önüne geçtiği, sanığın aracıyla katılanın motosikletine vurduğu ve kaçarak uzaklaştığı, bu suretle sanığın kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık ifadesi, katılan ve tanık beyanları, tutanaklar, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın idaresindeki araçla katılana çarparak görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 265/4. maddesi gereğince cezasında artırım yapılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 30/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.