Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/3312 E. 2018/1389 K. 27.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3312
KARAR NO : 2018/1389
KARAR TARİHİ : 27.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, iftira
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 53, 58, 267/1, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık ve iftira suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikayetçinin yanına gelerek yakınlık kurduğu ve birlikte yürüdükleri esnada sanığın yerde bir cüzdan bulup içindeki paranın bir kısmını şikayetçiye verdiği, bir süre sonra kimliği tespit edilemeyen bir kişinin gelip cüzdanın kendisine ait olduğunu söylemesi üzerine, sanığın şikayeçiden cebindeki parayı çıkarmasını istediği ve şikayetçiye ait 2.300 Euro parayı alıp kaçtığı, sanığın yakalanması üzerine polis ekiplerine kardeşi …’ya ait kimlik bilgileri ile ifade verdiği, bu suretle sanığın dolandırıcılık ve iftira suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık hakkında iftira suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
5271 sayılı CMK’nın 253/3 maddesi gereğince, uzlaşma kapsamına giren bir suçun bu kapsamda olmayan başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının münkün olmadığı, ancak somut olayda dolandırıcılık suçu ile iftira suçunun tarihlerinin farklı olması karşısında, sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.