Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/2567 E. 2015/21624 K. 02.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2567
KARAR NO : 2015/21624
KARAR TARİHİ : 02.03.2015

Dolandırıcılık suçundan sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 ve 52/2. (2’şer kez) maddeleri gereğince 2 kez 1 yıl 6 ay hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2011 tarihli ve 2010/445 esas, 2011/922 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 23/12/2014 tarih ve 2014/22993/76152 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2015 tarih ve 2015/336 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Mahkemenin kabulüne ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre, sanığın … Milletvekili …’nin danışmanı, … Valisi ve Emniyet Müdürünün arkadaşı olarak kendisini tanıtmak suretiyle, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğu, onlar nezdinde hatırının sayıldığından bahsederek mağdurların tayin işlerini yapacağı vaadiyle aldatıp, kendi lehine maddi menfaat elde etmesi eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/2. maddesini kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağının gözetilmemesinde,
2-Dosya kapsamına göre, sanığın mağdur …’tan aldığı 500,00 TL’nin, iddianame tanziminden önce ablası aracılığıyla iade ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığa verilen cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/1. maddesine göre etkin pişmanlık hükümleri uyarınca indirim yapılmamasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosyanın incelenmesinde, sanık müdafinin Yargıtay bozma kararı öncesi yapılan yargılamada görev yaptığı, bozma üzerine, 26/07/2010 tarihinde talimatla dinlenilen sanığın müdafi talebi olmadığını savunmasını kendisinin yapacağını ifade ederek savunma yaptığı, müdafin ise sanığın bulunmadığı oturumda bozması sonrası yargılamaya katıldığı ve sanığın müdafiden bilgisinin bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın yokluğunda verilen kararın sanık müdafine tebliğ edilerek kesinleştirilmesi ile kanun yararına bozma istemiyle gönderilmiş ise de, müdafine yapılan tebligatın sanık açısından temyiz süresini başlatmayacağı, dolayısıyla hükmün kesinleşmediğinin anlaşılmasına göre, gerekçeli kararın öncelikle sanığa tebliği, temyiz edilmesi halinde temyizen incelenmesi, temyiz olunmaması durumunda ise kanun yararına bozma incelemesi için gönderilmesinin temini için mahalline iade edilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığını GÖNDERİLMESİNE, 02/03/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.