Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14702 E. 2018/9728 K. 18.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14702
KARAR NO : 2018/9728
KARAR TARİHİ : 18.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : a) Sanıklar … ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan (değişen suç vasfına göre hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu) ayrı ayrı beraatlerine
b) Sanıklar …, … ve … hakkında TCK’nın 155/2, 62, 52, 53, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet
c) Sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 204/1, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar … ve …’nin beraatine ilişkin hükümler o yer Cumhuriyet savcısı tarafından; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar …, … ve … mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafiileri tarafından; resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar …, … ve …’in eylemlerine iştirak ettikleri anlaşılan sanıklar … ve … hakkında zamanaşımı süresi içinde TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Sanıklardan …’ın katılan Ziraat Bankası …. Bölge Başkanı, …’un …. Şube Müdürü,…. n Krediler Servisi Yetkilisi, …’in Yönetmen, …’nin kredi servisinde insiyatif yetkisi olmayan kredi servis görevlisi olduğu, ticaretle uğraşan diğer sanıklar … ile …’un ise …. İnş. ve Petrol San. Tic. Ltd. isimli şirkette ortak iş yaptıkları, 15/09/2005 tarihinde sanıklardan …’ın kendisi kullanmak üzere katılan Ziraat Bankası …. Şubesinden tanık …’a vekilen 75.000 TL bedelli küçük işletme kredisi talebinde bulunduğu, talep edilen kredinin miktarı nazara alınarak şube müdürlüğünce kredi talebinin değerlendirilmesi için sanık …’un görev yaptığı Ziraat Bankası …. Bölge Başkanlığına sunulduğu, ancak onay için sunum yapılmasına rağmen oradan cevap gelmeden 16/09/2005 tarihinde bu kredinin sanıklar …,…,…. in bilgisi ve katkılarıyla kredinin kullandırıldığı, kredinin kullandırılmasından sonra Bölge Başkanlığının 19/09/2005 tarihli ve 278 sayılı onay yazısında cevap olarak kredinin verilebilmesi için araç rehni şartı getirildiği, ancak kredinin kullandırılmış olması nedeniyle yetkili konumdaki sanıkların netice alınabilir bir güvence sağlayamadıkları, 16/11/2005 tarihinde ise yine sanıklardan … ile iş ortağı olan sanık …’un tanık …’a vekilen Ziraat Bankası…. Şubesinden 57.000 TL bedelli küçük işletme kredisi talebinde bulunduğu, Ziraat Bankası Bölge Başkanlığının 16/11/2005 tarihli ve 342 sayılı kredi onay yazısında …. plakalı araca rehin konulmak suretiyle sağlanacak teminatla kredinin kullandırılabileceği belirtilmesine rağmen bu işlem gerçekleşmeden, kredi için teminat alınmadan aynı gün 16/11/2005 tarihinde kredinin kullandırıldığı,
Sanıklar …, M. Erol Şahiner, … ve …’nin Ziraat Bankası Bölge Başkanlığının onay yazılarında belirtilen rehin şartlarının yerine getirilmemesinin doğuracağı sorumluluk nedeniyle sanık … ile görüşerek sonradan krediye teminat şartını yerine getirmek istedikleri, bunun üzerine sanık …’ın …,…. plakalı araçlara ait ruhsatnamelerin rehin şerhi oluşturulmadığı halde rehin şerhi konulmuş gibi şerh içeren 15/02/2006 tarihli rehin şerhlerini içerir fotokopilerini bankaya sunduğu, banka görevlisi sanıklar …,…. in başkaca araştırma yapmadan bu sanığın sunduğu fotokopiler ile yetindikleri, ancak 29/09/2006 tarihinde yapılan araştırmada …. Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün cevabi yazısında her iki aracın trafik kaydı üzerinde rehin şerhi bulunmadığını belirtmesi üzerine sanık … tarafından 15/02/2006 tarihinde Ziraat Bankası…. Şube Müdürlüğüne sunulan ruhsatname fotokopileri üzerindeki rehin şerhlerinin sahte olduğunun anlaşıldığı olayda;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar … ve … hakkında verilen beraat kararları ile sanıklar …, … ve … hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların savunması, tanık beyanları ile dosya kapsamına göre mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıklar …, … ve …’un 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, 15.09.2005 ve 16.11.2005 tarihlerinden olmak üzere aynı suç işleme kararıyla Kanun’un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olmaları karşısında, sanıklar hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesindeki isabetsizlik aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısı, sanıklar … müdafii, sanık … müdafii ve sanık … müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,

2-Sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
15/02/2006 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddeleri gereğince 12 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 18/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.