Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14572 E. 2015/32202 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14572
KARAR NO : 2015/32202
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

Tebliğname No : KD – 2015/178529

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2013
NUMARASI : 1995/756, 1995/1191
SANIK : R.. K..
SUÇ : Dolandırıcılık

Hükümlü hakkında verilen 27.12.1995 tarih ve 1995/756-1191 sayılı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesi üzerine yapılan uyarlama talebi üzerine verilen ek karar temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.12.2005 gün ve 162/173 sayılı kararında da belirtildiği üzere, lehe olan yasanın belirlenmesi, herhangi bir inceleme ile araştırma yapılmasını ve takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa veya cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı sonraki yasayla doğmuşsa hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılması gerektiği ve duruşma açılarak verilmesi gereken kararın, dosya üzerinden yapılan inceleme ile verilmesi halinde temyiz kabiliyetine engel teşkil etmeyeceğinden ve kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından hareketle; somut olayda, Cumhuriyet savcısının 25.11.2013 tarihli karara karşı vermiş olduğu 13.12.2013 günlü itiraz dilekçesinin 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesi gereğince süresinde yapılmış temyiz talebi olarak kabul edilmesi gerektiği ve itiraz üzerine İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 24.12.2013 gün ve 2011/698 değişik iş sayılı kararının da hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5252 sayılı Kanun’un “Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasındaki, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir yasayla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz” biçimindeki düzenleme nedeniyle lehe yasa uygulaması amacıyla yapılan uyarlama yargılamasında dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmaması karşısında; somut olayda hükümlü hakkında verilen 27.12.1995 tarihli ve 1995/756-1191 sayılı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, lehe yasa uygulaması amacıyla yapılan uyarlama yargılaması sırasında, dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, 5252 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, usulüne uygun şekilde duruşma açılıp, anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca da önceki mahkûmiyet hükmü ile sonradan 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un temel cezanın tayini ile bireyselleştirilmesine ilişkin tüm hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hükmün belirlenip, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde zamanaşımı sürelerinin gerçekleştiğinden bahisle düşme kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün istem gibi BOZULMASINA, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.