Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14330 E. 2016/387 K. 18.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14330
KARAR NO : 2016/387
KARAR TARİHİ : 18.01.2016

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, o yer Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılanın, kendisine ait evi internetten satışa çıkardığı, sanığın da, katılanın damadına ulaşmak suretiyle katılanla biraraya gelerek evin satılması hususunda anlaştıkları, sanığın, evin depreme dayanıklı olup olmadığını incelemek üzere bir süre sonra kimliği meçhul bir kişiyi katılanın evine getirdiği ve inceleme yaptırdığı, sanığın, deprem testinin rızayla yapılması gerektiğini söylenerek bu teste dair imza olduğu belirtilmek suretiyle katılana bir imza attırdığı, bir süre sonra evi almayan sanığın, katılan ve senetteki diğer cirantalar aleyhine icra takibi başlattığı, katılanın, sanığa böyle bir borcu olmadığını belirterek itiraz ettiği, böylece sanığın kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
Katılanın, deprem testi denilen belgeye imza attığını belirtmesi, yapılan yazı ve imza incelemesinde de bu hususla ilgili bir araştırma yapılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, suça konu senedin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek, senetteki imzanın ya da yazıların, bir başka belgeden kopyalanarak oluşturulup oluşturulmadığının belirlenmesi ve senetteki yazı ve imzaların kime ait olduğunun kesin olarak tespit edilmesi, senedin arkasında ciroları bulunan kişilerin gerçekte var olup olmadıklarının araştırılarak ifadelerinin alınması, söz konusu ciroların bu kişilere ait olup olmadığının tespiti, bu kişilerle katılan veya sanık arasında ne şekilde bir ticari ilişki olduğunun belirlenmesi açısından, taraflar arasındaki kayıtların, belge ve faturaların getirtilerek dosyaya konulması, sanığın, senedi ….. isimli kişiden aldığını belirttiği dikkate alınarak, böyle bir kişinin gerçekte var olup olmadığının araştırılması, sanığın, katılanla irtibat kurarken, ilk olarak katılanın damadına ulaştığı ifade edilmekle, katılanın damadının da bu hususta beyanlarının alınması, ilgili icra dosyası ile varsa hukuk ya da icra mahkemesindeki dava dosyalarının akıbetinin araştırılması, katılan tarafından sanığa herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının tespit edilmesi, dosyaların onaylı suretlerinin bu dosya içine konulması, olay tarihinde sanık ve katılanlar tarafından kullanılan telefonlara ait görüşme dökümlerinin getirtilerek, taraflar arasında görüşme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, suça konu senedin duruşmaya getirtilerek, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti açısından unsurlarının incelenmesi, buna göre, sanığın, senedi ne şekilde tanzim ettiği, gerçekte senette ismi geçen kişilerden bir alacağının olup olmadığı, sanığın evin alınması hususunda katılanla irtibat kurup kurmadığı, deprem testi belgesi denilerek katılana belge imzalatıp imzalatmadığı ve söz konusu senedin gerçek olup olmadığı hususlarının kesin olarak belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumununu tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, o yer Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.