Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14189 E. 2015/30787 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14189
KARAR NO : 2015/30787
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 3 – 2015/291538

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Kiraz Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/06/2015
NUMARASI : 2015/197 (E) ve 2015/309 (K)
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265. maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeğe elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.03.2010 tarih 9-259-47 sayılı kararında belirlendiği gibi, olayın gelişimi sırasında sanığın, cebir ve/veya tehdit kullandığı polis memuru olan müştekiler suçun mağduru, kamu idaresi ise suçtan zarar gören konumundadır. “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçunun 5237 sayılı TCK’ nın “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olması da kamu görevlilerinin suçun mağduru olamayacakları anlamına gelmemektedir. Aksinin kabulü halinde, görevleri dışında kendilerine karşı cebir ve/veya tehdit kullanılması halinde işlenen bu suçların mağduru olacaklarında kuşku bulunmayan kişilerin, aynı suçlara görevlerinin ifası sırasında kamu görevlisi sıfatıyla maruz kaldıklarında ise suçun mağduru olmadıklarını ileri sürmek çelişkisine düşülecektir ki, bunun yasal bir dayanağı bulunmamaktadır.
Sanığın, S.. Ş.. isimli şahısla kavga ettiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine giden ve kendisine müdahale etmek isteyen mağdur polis memurlarına “sizinle uğraşacağım, sizin ikinizin de evini biliyorum, ben size sorarım” şeklinde tehdit içeren sözler sarfettiği, sanığın rapor alınması amacıyla hastaneye götürüldüğünde de aynı şekilde tehdit ve hakaret içeren sözler söylemeye devam ettiği olayda; mahkemece 14.03.2013 tarihinde verilen kararın “Görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden, TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma sonrası yapılan yargılama sonucu, görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluştuğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.