Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14165 E. 2015/30825 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14165
KARAR NO : 2015/30825
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2015/285447

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2015
NUMARASI : 2015/145 (E) ve 2015/193 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir.Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanıklar E.. G.. ve Ş.. G..’in Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinin 2011/1676 sırasında kayıtlı kendi adlarına düzenlenmiş sahte yeşil kartlar ile sağlık yardımından faydalanarak kamu kurumunu zarara uğratmak suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların yeşil kart verilmesini gerektirir nitelikte muhtaçlıklarının kolluk tutanağıyla ve suç tarihinde herhangi bir sosyal güvenceleri olmadığının kurum yazılarıyla tespit edildiği, A.. M..’nün 05/06/2015 havale tarihli yazısına göre, sanıkların yeşil kartlar ile birer defa ……. Devlet Hastanesi acil polikliniğinde tedavi gördüklerinin belirlendiği, kurumun bu haliyle sanıkların tedavi giderlerini müracaat halinde karşılamak zorunda olduğu, dolayısıyla kamu zararının bulunmadığı ve dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanık E.. G..’in ifadesinde, yeşil kartları, yeşil kart bürosunda bulunan görevlilerden aldığını beyan etmesi ve görevli kişilerle ilgili olarak usulsüz yeşil kart dağıtımı konusunda soruşturmalar bulunduğu dikkate alınarak, sanıkların resmi belgede sahtecilik suçunu işleme kastıyla hareket etmedikleri anlaşılmakla, sanıklar hakkında kurulan beraat kararlarında isabetsizlik görülmemiş, bozma öncesi yapılan yargılamada 25/09/2012 tarihli celsede, adli emanette kayıtlı yeşil kartların duruşmaya getirtilerek incelenmiş olması nedeniyle, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.