Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14162 E. 2015/30835 K. 04.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14162
KARAR NO : 2015/30835
KARAR TARİHİ : 04.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2015/289950

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/05/2015
NUMARASI : 2015/102 (E) ve 2015/156 (K)
SANIK : İ.. A..
SUÇ : Özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık …… ait …….. traktör yetkili servisinde 07/07/2006-07/02/2007 tarihleri arasında çalışan işçiler ……. ve ……. hakkında, sanık ……. kardeşi olan sanık …………. İl Müdürlüğü’nde kayıtlı inşaat iş yerinde çalışmamalarına rağmen, inşaatta 05/09/2006-01/01/2007 tarihleri arasında çalışmış gibi içeriği itibariyle sahte işe giriş bildirgeleri düzenlenerek katılan kuruma bildirildiği, bu yolla inşaatta işçi çalıştırılmış gibi kurumdan “borcu yoktur” yazısının alındığı, bu suretle sanığın özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık beyanı, tanık ifadeleri, kurumun zararı bulunmadığına dair yazılar, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, bu gerekçelere ve Yargıtay bozma ilamına dayanan mahkemenin kabulünde, aşağıda belirtilen neden dışında, isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin bozma ilamına uyulduğuna karar verilmesine rağmen, ilamda belirtildiği şekilde adli emanette kayıtlı işe giriş bildirgeleri hakkında hüküm kurulmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasına “adli emanetin 2011/32 sırasına kayıtlı işe giriş bildirgelerinin ilgili kuruma iadesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.