Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/14136 E. 2015/30621 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/14136
KARAR NO : 2015/30621
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 15 – 2015/297484

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2015
NUMARASI : 2015/124 (E) ve 2015/275 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, hakkında verilen beraat kararı kesinleşen T…. aracılığıyla tanıdığı katılana siyasi çevresi olup milletvekilleri aracılığıyla iş bulacağı vaadinde bulunarak 7.500 TL parasını aldığı; ancak sözünü yerine getirmediği gibi aldığı parayı da aide etmediğinin iddia edildiği olayda; yerel Mahkeme’nin 28.12.2010 tarih ve 2008/…. esas, 2010/…. karar sayılı kararıyla sanığın zincirleme şekilde dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, Dairemizin ….02.2015 tarih ve 2013/…. esas, 2015/….. karar sayılı kararıyla katılanın şikayet dilekçesinde sanığın “7.500 TL karşılığında atama yapılacağını”söylediği şeklindeki ifade karşısında katılan, sanık ve tanıklardan suça konu paranın hangi iş için ne şekilde ödendiği, olayın başında miktarın belirlenip belirlenmediği hususları sorularak açıklığa kavuşturulduktan sonra 43.maddenin uygulama koşullarınının bulunup bulunmadığının tartışılması yerine, kurulan hükmün teselsül nedeniyle arttırıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla;
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda eylemin tek olduğu gerekçesiyle zincirleme suç hükümleri uygulanmadan basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.