Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/12892 E. 2015/32060 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12892
KARAR NO : 2015/32060
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2013/398251

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2013
NUMARASI : 2013/123, 2013/295
SANIKLAR : N.. M.., D.. G..
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Fikir ve eylem birliği içinde hareket eden (soruşturma evresinde 14.04.2012 tarihli tutanağa göre şikayetçi tarafından fotograftan teşhis edilen, 06.11.2013 tarihli sanık Nedime’nin de bulunduğu duruşmada “yüzleştirme” işlemi yapılan) sanıkların; katılanın evinin kapısına gelip “yardım topladıklarını” söyleyerek diyalog ortamı oluşturmaları, kullanılmış bir kısım giysileri ondan aldıkları sırada eşgali belirtilen sanığın şikayetçiye kendisini “şeyh” olarak tanıtıp ona “…bazı dertlerinin olduğunu, bunlara çare olabileceğini (eskiden çalınan altınlarının failini ve düşmanlarının isimlerini söyleyeceklerini)…” bildirmelerini müteakip; ikna edici sözler sarfedip, illüzyon içerir muhtelif hareketler de sergileyerek, şikayetçiden üzerindeki ve evdeki altınlarını istemeleri, bunları alıp bir çoraba ve ardından da oluşturdukları bohçaya koymaları ve katılana “…bohçayı zamanından önce açması halinde çarpılacağını…” söylemelerinin ardından, gerçekte iinde altın olmayan bohçayı evin içine doğru atarak (içinden metal sesi duyulacak şekilde) kendilerini uğurlamasını şikayetçiden istemeleri ve böylece almayı başardıkları ziynet eşyasıyla birlikte oradan uzaklaşmaları eylemlerinin 20.12.2012 tarihli görevsizlik kararına göre “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
I)”Nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen “mahkumiyet” hükmüne yönelen sanık Derya’nın temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanığın yokluğunda verilip 15.11.2013 tarihinde tebliğ olunan 06.11.2013 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 05.09.2014 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz talebinin, 5320 sayılı kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. Maddesi uyarınca REDDİNE,
II)”Nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen “mahkumiyet” hükmüne yönelen sanık Nedime’nin temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.