Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/12781 E. 2018/7651 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12781
KARAR NO : 2018/7651
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 207/1, 53, 58 (iki kez) ve 158/1-j-son, 52/2-4, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından; özel belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ayrıca katılan … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kamu kurumunun maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle katılan adına üç adet telefon hattı çıkartıp borçları ödemediği iddia edilen sanık hakkında zamanaşımı süresi içinde nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Sanığın 06.07.2011 tarihinde, katılan …’ın kimlik bilgilerini kullanıp ele geçirilemeyen sahte nüfus cüzdanını kullanarak katılan adına abonelik sözleşmelerini imzalayarak Turkcell’den üç adet telefon hattı çıkardığı ve bu hatlardan kaynaklanan borçları ödemediği ve bu şekilde özel belgede sahtecilik suçunu işlediği, 07.07.2011 tarihinde ise yine aynı sahte kimlikle …’a kredi başvurusunda bulunup katılan adına düzenlenmiş bireysel kredi sözleşmesini imzaladığı, bu şekilde 10.250 TL’lik ihtiyaç kredisi tahsisini sağlamak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında bankaya karşı gerçekleştirilen nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın savunması, bilirkişi raporu, ile tüm dosya kapsamına göre mahkemenin mahkumiyet kararlarına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın, nüfus müdürlüğünün maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanını kullanıp bankadan kredi tahsisini sağlamak suretiyle TCK’nın 158. maddesinin (d) ve (j) bentlerinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerini birlikte işlediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında alt hadden uzaklaşılmak suretiyle ceza tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık hakkında sahte abonelik sözleşmesi düzenlemek suretiyle işlediği özel belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisine haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” ve 5. fıkrasındaki “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenlenme de gözetilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde hükümlerin tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 06/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.