Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/12240 E. 2018/8131 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12240
KARAR NO : 2018/8131
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıkların ayrı ayrı Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK’nın 158/1-e-son, 43/1, 62/1, 52/2-4, ve 53 maddeleri ve resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nın 204/1, 43/1, 62/1 ve 53 maddeleri gereğince mahkumiyetlerine

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanıklar … ve … hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanıklar tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Suç tarihlerinin, 14.11.2007 ve öncesi ile son yaşlılık aylığının ödendiği tarih olan 20.12.2008 tarihi olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığına suç tarihlerinin 2007- 2008 olarak ve hükmün ‘D’ bendine sanıkların soyisimleri ‘Dara’ olduğu halde ‘Dana’ olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Sanık …’nın annesi, sanık …’nın ise baaannesi olan ‘nın 2001 yılında ölmüş olmasına rağmen ölümünün Nüfus Müdürlüğü’ne bildirilmediği ve ölü ‘nın 21.08.2000 tarihli nüfus cüzdanının üzerine, sanık …’nın babası, sanık …’nın ise dedesi olan nın gayrı resmi olarak evlendiği İran uyruklu ı’nın fotoğrafı yapıştırılmak suretiyle tahrifat yapılarak, ı tarafından kullanılmaya başlanıldığı, alınan bu nüfus cüzdanının Nüfus Müdürlüğü’nden alındığı ancak içerik itibariyle tamamen sahte oluşturulmuş nüfus cüzdanı olduğu, ı’nın bu kimlik bilgileri ve nüfus cüzdanı ile 20.09.2002 tarihinde pasaport almak için Hakkari Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduğu, Hakkari Emniyet Müdürlüğü’nce başvuru doğrultusunda ‘nın kimlik bilgilerine göre ve üzerinde ı’nın fotoğrafı olacak şekilde düzenlenen 19.09.2007 tarihine kadar geçerli, 20.09.2002 tarihli pasaportu aldığı, ı’nın bu pasaport ile yurt dışına giriş çıkış yaptığı, yine ı’nın bu kimlik ile yanında sanık … olduğu halde 22.03.2005 tarihinde Yüksekova Devlet Hastanesi’ne müracaat ederek hukuki işlem yapabilme yeteneğine sahip olduğuna dair rapor aldığı, alınan bu rapora istinaden ‘nın kimlik bilgileri ile Yüksekova Noterliği’nin 22.03.2005 tarihli ve 1504 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile sanık …’yı vekil tayin ettiği, ı’nın bu kimlik bilgileri ile yaşlılık aylığı almak için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatı üzerine adına 01.06.2004 tarihinden itibaren 2022 Sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlandığı, bu doğrultuda 2008 yılı Aralık ayına kadar toplamda 3.638,54TL değerinde olan 17 aylık ödemenin Yüksekova PTT Müdürlüğü aracılığıyla ‘nın kimlik bilgilerini kullanan ı’ya ve vekil tayin ettiği sanık …’ya ödendiği, ı’nın ölmüş olan ‘nın kimlik bilgilerine göre doldurulmuş ve üzerinde kendi fotoğrafı olan nüfus cüzdanı talep belgesi ile 13.01.2007 tarihinde Yüksekova Nüfus Müdürlüğü’ne yenileme talebiyle başvurarak, bu kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş 13.11.2007 tarihli nüfus cüzdanını temin ettiği, 14.11.2007 tarihinde bu nüfus cüzdanı ile yanında üvey torunu olup kendisine yardımcı olan sanık … ile birlikte süresi dolan pasaportu iptal etmek ve yeni pasaport çıkarmak üzere Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müracaat ettiği, burada durumdan şüphelenilmesi üzerine gerçeğin ortaya çıktığı, bu şekilde gelişen ve gerçekleşen eylemleri ile sanıklar … ve …’nın adına sahte resmi belgelerin düzenlenmesi eylemlerine iştirak ettikleri, yine adına tahsis edilen yaşlılık aylığının birden fazla kez düzenlenen vekalete istinaden sanık … tarafından alınmak, sanık …’nın da yaşlılık aylığının alınmasına esas belgelerin çıkartılmasını sağlamak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
Sanıklar Mustafa ve Fesih’in sahte olarak düzenlenmesine iştirak ettikleri suç oluşturan resmi belgelerin aynı suç işleme kararının icrası kapsamında farklı tarihlerde düzenlendiği, bu belgelerin olayın ortaya çıkması anına kadar kullanıldığı ve adına tahsis edilen yaşlılık aylığının birden fazla kez alındığı, sanıkların tevilli ikrarları, katılan kurum vekilinin beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçları mahkemece sabit kabul edilerek sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararlarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde, asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurmak suretiyle eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükümlerin fıkralarında yer alan; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.