Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/11969 E. 2015/32058 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11969
KARAR NO : 2015/32058
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 15 – 2012/320191

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2010
NUMARASI : 2009/1113, 2010/734
SANIK : M.. A..
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit, hakaret

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Nazar Apartmanı 3 (şikayetçiler) ve 5 (sanık) no’lu bağımsız bölümlerinde oturmakla komşu olan ve fakat geçmişte de benzer sorunlar yaşadıklarını söyleyen taraflardan biri olan sanığın, “gürültü yaptıklarını” ileri sürerek, alt kat komşusu-katılanların (anne-kız) daire kapısını tekmeleyerek onlara tahkir edici sözler sarfetmesi, kapının açılmamasına sinirlenip, şikayetçilere hitaben apartman koridorunda “…açın kapıyı o…pular, kahpe Melek, o…pu Füsun…burada sizi yaşatmayacağım…yaz siz ya da ben gideceğiz, … a…na koyduğumun o..puları…” şeklindeki sözleri tekrarlaması, kendi balkonuna çıktığında, şikayetçilere ait alt balkon üstündeki sactan mamûl oluklu tenteye sert bir cisimle vurup 23.08.2009 tarihli tutanakta tespit olunduğu gibi, kısmi çöküntüler oluşturması eylemlerinin “mala zarar verme”; “zincirleme tehdit”; “zincirleme hakaret” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
I) “tehdit” suçundan sanık hakkında verilen “beraat” hükmüne yönelen katılan Nuriye F. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan Nuriye vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
II) “hakaret” suçundan sanık hakkında verilen “mahkumiyet” hükmüne yönelen sanık müdafii ile “mala zarar verme” suçundan sanık hakkında verilen “beraat” hükmüne yönelen katılan Nuriye vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:
1-Sanığın aşamalardaki “…balkon demirinde asılı duran sandalyeme kızgınlıkla vurunca, sandalye sac tenteye çarparak el kadarlık kısımda çökme oluşturdu…” şeklindeki savunması, tanık Hikmet Kapar’ın 19.04.2010 tarihli duruşmadaki “…olay günü birbirlerine küfür ediyorlardı…”; tanık Şermin Acerel’in ise “…ilk duyduğumda, Nuriye F. “…in aşağı” diye küfür ediyordu, sanık merdiven başında…”; tanık Nebahat’in 20.10.2010 tarihli duruşmadaki “…bazen katılan taraf, bazen de sanık birbirlerine ağır hakaretlerde bulunmaktadırlar… sanık her ikisine de hakaret etti… tenteyi Melek’in kendisi kırmış… bunu kendisi söyledi…” şeklindeki anlatımları üzerinde durularak, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; şikayetçilerin “kovuşturmaya yer olmadığı” kararlarının verildiğini ileri sürdükleri evrakın ilgili C. Başsavcılığından istenip incelenmesi, 23.08.2009 tarihli tutanağı düzenleyen polis memurlarının usulünce tanık sıfatıyla dinlenerek; sanığın savunmasını doğrulayacak şekilde “sandalye çarpmasına” dair bir veriye rastlayıp rastlamadıklarının, tentedeki çöküntünün bir noktada mı yoksa birkaç noktada mı? müşahade edildiğinin ve daire giriş kapısında “tekmelemeden” mütevellit bir zararın sözkonusu olup olmadığının sorulup öğrenilmesi, yine yukarıda adı geçen komşu-tanıkların iddia ve savunmalar doğrultusunda detaylı olarak tanık sıfatıyla dinlenerek, sanık hakkında TCK’nın 21/2, 29 ve 129. maddelerinin uygulanıp-uygulanmayacağının hükmün gerekçe kısmında tartışılması, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma-kovuşturmayla yazılı şekilde anılan suçlardan “hükümler” kurulması,
2-Kabule göre de;
a- Yargıtay C.G.K’nın 30.02.2009 ve 2008/11-250 E, 2009/13 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; CMK’nın 231/6. fıkrasının (c) bendindeki zararın “maddi zararı” kapsadığı (manevi zarara ilişkin olmadığı) dikkate alındığında; “hakaret” suçundan verilen “mahkumiyet” hükmü açısından; hükümden önce 08.02.2008 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik CMK’nın 231. maddesinin (sabıkası bulunmayan) sanık lehine uygulanıp-uygulanmayacağının tartışılmaması,
b- Katılanlardan Nuriye’nin kendisini vekaletnameli vekili ile temsil ettirdiği (katılan Melek’in vekilinin bulunmadığı) dikkate alınmadan, yazılı şekilde her iki katılan lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan Nuriye vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2015 tarihinde oybirlği ile karar verildi.