YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11909
KARAR NO : 2015/28887
KARAR TARİHİ : 17.09.2015
MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık A.. Y..’ın katılan Sosyal Güvenlik Kurumunun 49.355.037 sicil numaralı dosyası üzerinden eşi ……’ın ölümü nedeniyle dul aylığı aldığı, 22.11.1998 tarihinde evlenmesi nedeniyle maaş alma hakkı son bulduğu halde bu evliliği katılan kuruma bildirmeyerek 30.04.2006 tarihine kadar dul aylığı almaya devam edip, kurumu toplam 23.211,30 TL zarara uğratarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın katılan kurumun inceleme ve denetleme olanağını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir davranışının bulunmadığı, sanığın evliliğini resmi kuruma bildirdiğini, bu durumda katılan kurum tarafından her zaman yapılacak basit bir kontrolle sanığın evlendiğinin ve dul aylığı bağlanma şartlarının ortadan kalktığının tespit edilebileceği, bu nedenle dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17.09.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.