Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/11902 E. 2015/28431 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11902
KARAR NO : 2015/28431
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hırsızlık suçunda; menkul bir malın, sahibinin rızası dışında alınması, mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerindeki zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hale gelmesi söz konusudur.
Somut olayda; motosikletiyle bir yere gitmek üzere hazırlık yapan müştekinin yanına yaklaşan sanığın, servisten geldiğini, motosikletini kontrol etmesi gerektiğini söylediği, sanığın motosikletiyle gelmesine ve giysisinin üzerinde servis armasının bulunmasına güvenen müştekinin, tamir için motosikletini sanığa verdiği, sanığın bindiği motosikleti olay yerinde bırakıp müştekinin motosikletini alarak kaçtığı, müşteki tarafından motosikletin zilyetliğinin kısa bir süre için sanığa devredilmiş ve zilyetliğin devir iradesininin gerçekleşmemiş olması nedeniyle eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.09.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.