Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/119 E. 2015/27249 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/119
KARAR NO : 2015/27249
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, suça sürüklenen çocuklar hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan, 05.06.2012 tarihinde verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı suça sürüklenen çocuklar müdafinin yaptığı itirazı üzerine, Kastamonu Ceza Mahkemesinin yaptığı inceleme sonucunda verdiği ret kararı ile verilen hükmün kesinleştiğinin anlaşılması ile yapılan temyiz incelemesinde,
Hüküm tarihinde 18 yaşını doldurmamış suça sürüklenen çocuk … hakkında verilen hükmün açık duruşmada açıklanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine muhalefet edilmesi, inceleme tarihinde sanığın 18 yaşını doldurmuş olması karşısında telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuk … ile …’nun birlikte … Lisesi’ne, arka bahçesinin PVC kapısını zorlamak suretiyle girdikleri, içerde memur odasının çekmecesinin kapı kilidini kırmak suretiyle içinde bulunan 650 TL’yi aldıkları, suça sürüklenen çocukların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,
Suça sürüklenen çocuklar ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiği anlaşılmakla haklarında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuklar müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Kanun’un 11. maddesi ve Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada on iki yaşını bitirmiş on beş yaşını doldurmamış çocuklar ile on beş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamamaları veya davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması halinde mahkemece suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir verilebileceği gözetilmeden 5395 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince tedbire hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından ” suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 5/1-a. maddesi gereğince danışmanlık tedbiri uygulanmasına” ifadesinin çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Suça sürüklenen çocuklar hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuklar müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-5237 sayılı TCK ‘nın 50/3 maddesine göre; daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının zorunlu olarak aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği hükmü ve suça sürüklenen çocuğun sabıkasızlık durumu da gözetilmeden, yazılı şekilde TCK ‘nın 50. maddesinin suça sürüklenen çocuk hakkında takdiren uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-İşlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Kanun’un 11. maddesi ve Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada on iki yaşını bitirmiş on beş yaşını doldurmamış çocuklar ile on beş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamamaları veya davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olması halinde mahkemece suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir verilebileceği gözetilmeden 5395 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince tedbire hükmedilmesi,
c-5271 sayılı Kanun’un 325. maddesinde, cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilen sanığa yargılama giderlerinin yükletileceği düzenlenmiş ise de; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesinde, her sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş olup, Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasında, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin kanun gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan hüküm uyarınca, hâkim, uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal kanunlarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda, uluslararası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklamalar ışığında; CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca, baroya yazı yazılarak 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.