Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/11102 E. 2015/28976 K. 28.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11102
KARAR NO : 2015/28976
KARAR TARİHİ : 28.09.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/192391

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler H.. D.. ve ……. Ltd. Şti yetkilileri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 24/12/2013 tarihli ve 2013/175690 soruşturma, 2013/78077 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/02/2014 tarihli ve 2014/161 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22.05.2015 gün ve 2015-10491/33444 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.06.2015 gün ve 2015/192391 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, şüphelilerin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu haklarında, eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Cumhuriyet savcısı tarafından müşteki vekilinin şikayet dilekçesi üzerine herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiği, müşteki vekilinin dilekçesinde geçen iddialara ilişkin araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.02.2014 tarih ve 2014/161 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.