YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11100
KARAR NO : 2015/28959
KARAR TARİHİ : 28.09.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/183360
Mala zarar verme suçundan sanıklar S.. G.. ve H.. H..’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca 1,600,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Denizli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/05/2010 tarihli ve 2008/265 esas, 2010/359 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11.05.2015 gün ve 2015/9433/30095 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2015 gün ve 2015/183360 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 21/01/2015 tarihli ve 2012/26566 esas, 2012/535 sayılı kararında da belirtildiği üzere;
1-Sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu halde, 5237 sayılı Kanun’un 152. maddesine aykırı şekilde, sanıklara aynı savunman atanmadan, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
2-Sanık S.. G.. hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. maddesine göre sosyal inceleme raporu alınmamasında veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesinin kararda gösterilmemesinde,
3-Temyize gelmeyen sanık Mehmet Turan’ın 20/03/2008 tarihinde kollukta alınan beyanında, yakınana ait araçtan hırsızlık yapanın sanıklar olduğunu ve suça konu eşyayı …. isimli şahsa verdiklerini beyan etmesi üzerine savunmalarına başvurulan sanıklardan H.. H..’ın hiçbir aşamada suçlamayı kabul etmediği, sanık S.. G..’in (2008/215 sayılı dosyanın) 12/09/2008 tarihli oturumda suçlamayı kabul etmekle birlikte, alınan diğer savunmalarında suçlamayı kabul etmediği, 28/12/2007 tarihli olay yeri inceleme tutanağında araçta bulunan CD’den parmak izi elde edildiği, 02/01/2008 tarihli emniyet müdürlüğü yazısında parmak izinin AFİS’e işlendiğinin bildirildiği, ancak araçtan elde edilen parmak izleri ile sanıklara ait parmak izlerinin kıyaslandığına dair dosyada herhangi bir rapor bulunmadan karar verilmesinde,
4-01/01/1993 doğumlu olup,, suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan sanık H.. H.. hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 31/2. maddesi yerine 31/3. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümüne ilişkin kararının ceza daireleri ortak hükümler başlıklı 2. maddesinde yer alan “Bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakarlar” hükmü dikkate alındığında, aynı dosyada sanıklar hakkında Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 21.01.2015 tarih ve 2012/26566-2015/535 sayılı kararıyla temyiz isteminin reddine karar verildiğinin anlaşılmasına göre, Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince kanun yararına bozma incelemesinin Yüksek (6.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye gönderilmesine, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.