Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/10593 E. 2015/27767 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10593
KARAR NO : 2015/27767
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, sair tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet, düşme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, … ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun … … ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır.
Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail, sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Tehdit,bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Suça sürüklenen çocukların, kaldıkları barınma evinde olay çıkartarak orada bulunan görevlilere sinkaflı hakaret ederek görevlileri tehdit ettikleri, ayrıca ilgili kurumda bulunan eşyalara da zarar verdikleri, böylece kamu malına zarar verme, kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı hakaret ve sair tehdit suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Suça sürüklenen çocuk … müdafiinin, sair tehdit suçundan verilen düşme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk müdafiinin, suça sürüklenen çocuk üzerine atılı sair tehdit suçu nedeniyle, kabul edilen şikayetten vazgeçmeye dayalı olarak verilen düşme kararını temyizde hukuki bir yararının bulunmadığı ve hükmün gerekçesine yönelik bir temyizin bulunmadığı da dikkate alınarak bu konudaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Kamu malına zarar verme suçu ile kamu görevlilerine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuklar, mağdurlar ve tanık beyanları, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçların çocuklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Kamu görevlilerine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararları açısından, suça sürüklenen çocuklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 125/1, 3-a, 43, 31/2, 62, 50/1-a maddeleri uygulanarak sonuç olarak 3.740 TL adli para cezası tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, hesap hatası yapılarak, 3.744 TL adli para cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini,
b-Her iki suçtan verilen mahkumiyet kararları açısından; suça sürüklenen çocuklar hakkında belirlenen hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hakaret suçu ile ilgili hüküm fıkralarında yer alan, “3.744 TL” ibaresinin çıkartılarak, yerine, “3.740 TL” ibaresinin eklenmesi ve hükümlerin ilgili kısımlarına, “TCK’nın 52/2” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.