Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/10506 E. 2015/27781 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10506
KARAR NO : 2015/27781
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Şikâyetçi … vekilinin sanık … hakkında kurulan beraat hükümleri ile vekâlet ücreti talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kovuşturma evresinde yöntemine uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın duruşmaya katılmayıp, 5271 sayılı CMK’nın 238. maddesi uyarınca, davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan şikâyetçi vekilinin hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2-O yer Cumhuriyet savcısının sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanığın, şikâyetçiye ait nüfus cüzdanı fotokopisiyle GSM sözleşmeleri düzenleyerek kullanım ücretini ödemediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; sübutu halinde eylemin TCK’nın 158/1-d. maddesinde yer alan kamu kurumu olan nüfus müdürlüğünün aracı kılınması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmek görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.