Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2015/1017 E. 2015/28490 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1017
KARAR NO : 2015/28490
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : Mala zarar verme, hakaret

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Suç tarihinde katılan ile sanığın tanıdıklarının trafikte tartışmaları üzerine katılana yönelik yaralama eyleminde bulunulduğu, bu nedenle katılanın ….. plakalı aracıyla …… Polis Merkezi Amirliği’ne gelerek şikayetçi olmak için müracaatta bulunduğu, polis merkezinde şikayetle ilgili işlemler yapıldığı sırada burada bulunan sanığın katılana ait park halinde olan aracın motor kaputu, bagaj kapağı, sol ön ve arka çamurluk üzerlerini sert bir cisimle çizmek suretiyle zarar verdiği, katılanın bu nedenle tekrar şikayetçi olması üzerine sanığın katılana polis merkezi önünde “aracımı çizdi diyenin de, çizenin de anasını avradını sinkaf ederim“ diyerek küfür ettiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı mala zarar verme ve hakaret suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1- Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanık savunması, katılan ve tanık ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 125/1 maddesi gereğince 3 ay hapis cezası temel ceza olarak belirlendikten sonra aynı yasanın 125/4. maddesi gereğince 1/6 oranında artırım yapılırken 3 ay 15 gün yerine 4 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanığın 3 ay 22 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin bölümlerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “sanığın 5237 sayılı TCK’nın 125/1. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı yasanın 125/4. maddesi gereğince 1/6 oranında artırım yapılarak 3 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, aynı yasanın 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 2 ay 27 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Katılanın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, sanığın park halinde bulunan aracının etrafında bir tur döndüğünü görmesi üzerine şüphelenerek aracının yanıma gittiğini ve aracının üzerinde bir takım çizikler gördüğünü belirtmesi, bu hususun tanıklar H.. Ç.. ve M.. U.. beyanlarınca doğrulanması, tanık H.. Ç.. beyanında, sanığın elinde bulunan anahtarın ucunda boya olduğunu düşündüğü beyaz renkli kalıntı gördüğünü söylemesi, görgü tespit tutanağı içeriğine göre katılanın aracının çizilerek zarara uğratıldığının anlaşılması karşısında, eylemin sübuta erdiği ve sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.