Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/967 E. 2015/21341 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/967
KARAR NO : 2015/21341
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit, kasten yaralama, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık … hakkında kasten yaralama, katılan-sanık … hakkında kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, katılan-sanık …’un temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanıklar … ve … hakkında tehdit suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Katılan … ile … arasında karşılıklı kasten yaralama ve mala zarar verme eylemleriyle ilgili olarak adliyesi binası içerisinde bulundukları sırada sanık …’in, katılan …’i kastederek diğer sanık …’e hitaben “Şimdi dışarı çıkacaklar, adliyenin bahçesinde kafasına sıkacaksın, öldüreceksin” diyerek sanık …’i suç işlemeye azmettirdiği, sanık …’nin katılan …’in yanına giderek “Evinize üç kurşun sıktım, yedi daha sıkarım, gider yatarım”diyerek katılanı tehdit ettiği iddia olunan olayda;
a) Sanık … yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan-sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
b)Sanık … yönünden;
Hükme esas alınan tanık polis memurlarının soruşturma aşamasındaki beyanlarında; sanık …’nin tehdit eylemini olay günü sabah gerçekleştirdiği, sanık …’in ise suça konu edilen “Şimdi dışarı çıkacaklar, adliyenin bahçesinde kafasına sıkacaksın, öldüreceksin” şeklindeki sözleri aynı gün öğleden sonra sanık …’nin tehdit eylemini gerçekleştirmesinin ardından sarf ettiğini bildirmeleri karşısında, tanıkların bu hususta ayrıntılı beyanları alınıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve dosya içeriğine uyumsuz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan …, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/02/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.