YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/8816
KARAR NO : 2014/17443
KARAR TARİHİ : 28.10.2014
Tebliğname No : 15 – 2012/290525
MAHKEMESİ : Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2012
NUMARASI : 2010/181 (E) ve 2012/61 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanıkların D. İlçe Merkezinde şikayetçi M.. S..’e ait işyerine geldikleri, burada sanık Oktay’ın üç adet pide alarak 50 TL uzattığı ve parasının üzerini alarak işyerinden ayrıldığı, işyerinin durumu hakkında bu şekilde kısa bir keşif yaptığı, sanık Mustafa’nın bir süre sonra aynı işyerine gelerek 3 adet pide istediği ve cebinden çıkarttığı 50 TL’yi tanık Arife’ye vererek para üstünü alıp işyerinden ayrıldığı, bir süre sonra tekrar işyerine gelen sanık Mustafa’nın aynı şekilde 3 adet pide istediği ve cebinden 50 TL daha çıkarttığı yine para üstünü alarak işyerinden ayrıldığı, sanıkların uygun ortam olmadığı için üç kez işyerine gelmelerine rağmen eylemlerini tamamlayamadıkları, sanık Oktay’ın tekrar işyerine geldiği ve 3 pide ayırtıp çıktığı, beş dakika sonra geri gelen Oktay’ın cebinden 50 TL çıkartarak gösterdiği ancak işyerindeki yoğunluk nedeniyle dikkati dağılan tanık Arife’ye parayı verdiğini söyleyerek 50 TL para üstü olan 47.25 TL’yi alarak işyerinden ayrıldığı, sanıkların daha sonra şikayetçi Halil İbrahim’e ait işyerine geldikleri, sanık Mustafa’nın bir buçuk porsiyon pide ile 2 adet ayran siparişi verdiği, siparişlerin hazırlanmasına müteakip kasaya yönelen sanık Mustafa’nın şikayetçi Halil İbrahim’e 50 TL parayı kasada çalışan bayana verdiğini söyleyerek ondan haksız olarak 45 TL para üstü alarak işyerinden ayrıldığı, sanıkların hileli eylemlerinin aldatmaya elverişli olup, hileli davranışın suçun oluşması için gerekli olan yoğunluk ve güçte olduğunun anlaşıldığı, sanıkların eylemlerin aynı gün ve suç dilimi içerisinde iki şikayetçiye karşı gerçekleştirmiş olmaları nedeniyle haklarında basit dolandırıcılık suçundan iki kez cezalandırılmaları yerine yazılı şekilde bir kez mahkumiyetlerine karar verilerek eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanık M.. Y..’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28/10/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.