Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/7267 E. 2014/20370 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/7267
KARAR NO : 2014/20370
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/307077
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2011/298 (E) ve 2012/853 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, restorant olarak işletilen ve kasap ürünleri satışı yapılan katılan şirkette kasiyer olarak çalıştığı 6 aylık süre içerisinde, katılan şirket yetkililerinin bilgisi ve rızası dışında şirket kasasından para alarak uhdesine geçirdiğinin iddia edildiği olayda, sanığın ikrarı, tanık ve şikayetçi beyanları ile tüm dosya kapsamına göre eylemin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın savunmasında da kabul ettiği üzere, parayı şirket kasasından 6 ay içerisinde farklı tarihlerde almış olması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
2-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
3-Sanık hakkında hapis cezasının yanında tayin edilen para cezasının, hapis cezası ile birlikte ayrım yapılmaksızın 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi gereğince adli para cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeden hapis cezası ile birlikte yazılı şekilde para cezasının da ertelenmesine karar verilmesi,
4-5237 sayılı TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanunun 53/1. maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
5-Kabule göre; sanığın TCK’nın “53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” sürmesine karar vermek gerektiği gözetilmeden, 53. maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.