YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6913
KARAR NO : 2014/9233
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
Tebliğname No : KYB- 2014/87432
Güveni kötüye kullanma suçundan sanık M.. T..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, hapis cezası yönünden anılan Kanun’un 53/1-a-b-d-e bentlerinde belirtilen haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde düzenlenen haklardan da koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına dair Tuzluca Sulh Ceza Mahkemesinin 10/09/2013 tarihli ve 2013/13 esas, 2013/104 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 27/02/2014 gün ve 2014/4042/14862 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/03/2014 gün ve 2014/87432 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1- Mahkemenin kabulüne göre sanığın üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/1. maddesinde öngörülen müeyyidesinin altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası olduğu, yine aynı Kanun’un 52. maddesinin 1. fıkrasına göre, adlî para cezasının, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, 2. fıkraya göre belirlenecek en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağ olduğu, gerekçeli kararda cezanın alt sınırdan tayin edildiğinin belirtilmesi karşısında, adli para cezasının 52/1-2. maddesi uyarınca 5 gün olarak belirlenip, indirimlerin bu miktar üzerinden yapılması ve bir günlüğünün 20 TL. üzerinden çarpılması suretiyle sonuç cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, para cezasının hiçbir teşdit sebebi gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 6 ay karşılığı 180 gün üzerinden hesaplanmasında,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/3. maddesinde yer alan “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, aynı maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, bu kişiler dışındaki vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğunun ise cezaların infazının tamamlanmasına kadar uygulanacağı gözetilmeden, 53/1-c maddesindeki hakların tamamından yoksunluğun koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosyanın incelenmesinde sanık hakkında kurulan hükümde hapis cezası yönünden yasa yolu usule uygun şekilde bildirilmiş ve temyize tabi olduğu ifade edilmiş iken adli para cezası yönünden ayrıca itiraza tabi denilmesinin kararının taraflara tebliği ve temyiz-itiraz başvurusu da yapılmaması karşısında usulü eksiklik kabul edilmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 gün ve 2007/10-108 esas, 2007/152 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece hapis cezası alt sınırdan tayin edilmesine rağmen ayrıca gerekçe gösterilmeden adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmek suretiyle çelişkiye düşülmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunun anlaşılması karşısında,
Kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Tuzluca Sulh Ceza Mahkemesinin 10.09.2013 gün ve 2013/13 esas, 2013/104 sayılı kararın CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanık hakkında kurulan hükümde tayin olunan adli para cezasına ilişkin olarak, “180” gün, 150 gün ve “3.000 TL” ibarelerinin çıkartılarak, sırasıyla “5” gün, 4 gün ve “80” TL adli para cezası ibarelerinin ve 5237 Sayılı Yasanın 53. maddesi 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerinde velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeye kadar yoksun bırakılmasına cümlesinin eklenmesine, infazın buna göre yapılmasına, hükümdeki diğer hususların aynen bırakılmasına, 12.05.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.