YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/687
KARAR NO : 2015/21494
KARAR TARİHİ : 25.02.2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, yaralama, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık … hakkında basit yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 Sayılı CMK’nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 Sayılı CMK’nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
2-Sanıklar … hakkında mala zarar verme ve hakaret ile sanık … hakkında basit yaralama suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, … ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun … … ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır.
Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Hakaret huzurda işlenebileceği gibi, gıyapta da işlenebilir. Gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun yokluğunda en az ikiden fazla kişilerle ihtilat edilerek yani en az üç kişinin hakaret sözünü öğrenmiş olması kaydıyla hakaretin yapılması şarttır. Mağdur bu sayıya dâhil değildir. Mağdurun hazır olması halinde gıyapta hakaret den bahsedilemez. Kendileriyle ihtilat edilen kişilerin bir arada bulunmaları ve hakaret sözünü aynı anda öğrenmelerine gerek yoktur. İhtilat aktarma suretiyle gerçekleşmişse hakaret sözlerinin aynı yada benzer olması aranmalıdır. Fail, sözlerini ikiden fazla kişiye söylemekte yada daha çok kişinin duyabileceği bir yerde konuşmakta ve sözleri başkaları tarafından duyulabilmekte, failde bu durumun bilincinde ise ihtilat oluşmuştur.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Katılan … ile sanık …’un eskiden aralarında duygusal arkadaşlık bulunduğu, sonradan …’ın tanık … ile görüşmeye başladığı, olay tarihinde sanık …’nın kullandığı araçla katılan … ile tanıklar …, … ve … olduğu halde birlikte Kızılırmak kenarına doğru gezindikleri sırada yol kenarında sanık …’a rastladıkları, aracın arkasında oturan …’ın, eski erkek arkadaşı sanık …’a el hareketi yaptığı,
akabinde yola devam edip ırmak kenarında durdukları, bir süre sonra tanık …’un, sanık …’u konuşmak, yüzleşmek amacı ile arabası ile katılan ve tanıkların bulunduğu ırmak kenarına getirdiği, burada katılan … ile sanık … arasında tartışma çıktığı, sanık …’un katılan …’a hakaret ettiği, katılanın telefondaki SİM kartı çıkartarak kırdığı, bu sırada diğer sanık …’nın da katılan …’ı darp ettiği iddia olunan somut olayda: sanık …’un kavga esnasında katılanın telefonundan sim kartını çıkarıp kırdığının tanık beyanları ile de sabit olduğu ancak sanık …’un katılana hakaret ettiği, yahut diğer sanık …’nın katılanı darp ettiği yönünde cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı sanık savunmaları, katılan ve tanıkların beyanları ile tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkmenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan … vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.