Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/497 E. 2015/21024 K. 19.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/497
KARAR NO : 2015/21024
KARAR TARİHİ : 19.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, hakaret, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun … şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar,örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.
Sanık …’nun eşi olan …’den boşandığı, çocukların velayetlerinin …’e verildiği, tarafların aralarında görülen başka bir davanın çıkışında sanık …’nun diğer sanık …’e çocuklarını görmek istediğini söylediği, kimin çıkarttığının tespit edilmediği tartışma esnasında sanık …’nun sanık …’e ve katılan …’e vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, sanık …’in de …’na vurarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, ayrıca sanık … Seydioğulu’nun katılan …’e hakaret edip aracın camına vurarak kırdığının iddia edildiği somut olayda;
1-Sanık …’in temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın yüzüne karşı tefhim olunan 22.03.2012 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı,10.04.2012 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık …’nun katılan … ve …’e karşı kasten yaralama, katılan …’e karşı hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, katılan … ve …’e karşı kasten yaralama suçlarına ilişkin olarak; sanığın tekerrüre esas sabıkasının bulunmasına rağmen seçimlik cezalardan para cezasına hükmedilmesi suretiyle TCK’nın 58/3. maddesine aykırı davranılması, TCK’nın 86/2. maddesinde öngörülen cezalardan para cezasının seçilmesi karşısında bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırının, suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırının da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamayacağı gözetilmeden üst sınırı bir yıl hapis cezası olarak belirlenen basit kasten yaralama suçu için 400 gün karşılığı adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle TCK’nın 61/9. maddesine aykırı hareket edilmesi ve adli para cezasına hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılmasına rağmen gerekçe gösterilmemesi,
Sanığın, katılan …’e karşı hakaret ve mala zarar verme suçlarına ilişkin olarak; sanığın tekerrüre esas sabıkasının bulunmasına rağmen seçimlik cezalardan para cezasına hükmedilmesi suretiyle TCK’nın 58/3. maddesine aykırı davranılması ile adli para cezasına hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılmasına rağmen gerekçe gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı ve türü bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.