Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/4007 E. 2014/16921 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4007
KARAR NO : 2014/16921
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Tebliğname No : 11 – 2012/309417
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2012
NUMARASI : 2009/1176 (E) ve 2012/724 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Tekstil işi yapan sanığın daha önce tanıdığı ve ticari faaliyeti olduğu E.. G.. adlı şahıstan suça konu 9.250 TL’lik çeki alacağına karşılık olarak o şekilde aldığı, ve herhangi bir değişiklik yapmadan, cirolamadan daha önce yanında çalışan tanıdığı şikayetçi Talat’a 10.000 TL peşin para karşılığı verdiği, çekin bankaya ibrazında sahte olduğunun belirlendiği Talat’ın da arkadaşı Yusufla bankaya yolladığında çekin sahte olduğu anlaşıldığı, iddia ve kabul edilen olayda, Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 28.12.2004 tarih ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında; eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı, katılan vekili, sanık müdafii temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.