Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/3990 E. 2014/5848 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3990
KARAR NO : 2014/5848
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/395270
MAHKEMESİ : Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/01/2012
NUMARASI : 2008/216 (E) ve 2012/23 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık ,4733 sayılı Kanuna muhalefet, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma, yardım etme.

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık A.. Ç.. müdafinin yokluğunda verilen hükmün müdafine İzmir PTT müdürlüğünün 08/01/2013 tarihli yazısına göre, 19/03/2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup sanık müdafi tarafından ise 26/12/2012 günlü dilekçe ile süresinde temyiz edilmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre, tebliğnamedeki temyizin reddi istemine iştirak edilmemiştir.
Şikayetçi E. A..Gıda Tekstil Turizm San. Tic Ltd. Şti yetkilisinin usulen davaya katılarak katılan sıfatını almış bulunmasına rağmen karar başlığında müşteki olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
Sanıklar C. T., O.. Ü.., Havva Tuncel, A.. Ç.., haklarında 4733 sayılı Kanuna muhalefet ve C.. T.., O.. Ü.., H.. T.., A.. Ç.., F.. U.., A.. D.., Vildan Y.., T.. D., D. G., B. U. haklarında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma,örgüte üye olmak, yardım etmek, nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanunun Madde 14’te, Tacir;
“(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.
Ticaret şirketleri, aynı yasanın Madde 124’te
”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.
(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir.Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 – Yönetim Kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.
Bu suçun oluşabilmesi için, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi ya da şirket adına hareket eden kişi ya da kooperatif yöneticisi olabilir.
Somut olayda; olay tarihinde sanıklar C.. T.., H.. T.., A.. Ç.. ve O.. Ü..’nün sahte alkollü içki üretmek ve satmak amacıyla suç örgütü oluşturarak, diğer sanıklar A.. D., F.. U.., D.. G., T.. D.., V.. Y.., B.. U..’un şirket ortağı, dağıtıcı, şirket sorumlu elemanları, dağıtım bayi olarak suç örgütüne kaçak içki üretilip dağıtıldığını bilerek üye olup yardım ettikleri, bu amaçla R.., M.., P.. ve T..i şirketleri kurdukları, önce şirketler adına yurt dışından bazı alkollü içkilerin yurda ithali ve dağıtımı için bayilik alıp satış yaparak güven oluşturduktan sonra bu defa, ithal edilen bu içkilerin sahte olarak üretimi için harekete geçerek, diğer sanıkların yardım ve katılımlarıyla, Arif tarafından önce Balıkesir ilinde sonrada Denizli’de imalathane adı altında iş yeri açtıkları, burada viski, votka, cin adlı içkileri imal ettikleri bu içkileri ise piyasadan temin ettikleri ya da yurt dışından getirttikleri boş içki şişelerine ambalajlayarak ve bunlara uygun kapaklar ve Tütün Alkol Piyasası Düzenleme Kurulundan temin ettikleri bandrolleri de kullanarak gerçek ithal edilen içki görüntüsü vermek suretiyle piyasaya sürdükleri, ,bu içkileri katılan E.. A… ve A.. V.. isimli şirkete, bayi A.. P.. ve Ö.. U..’a ait restaurantlara ve yine kimliği belli olmayan çok sayıda kişiye satarak bu kişilerin dolandırıldığı diğer sanıkların da şirket yetkilisi, dağıtım, satış ve tahsilat sorumlusu olarak eylemlere katıldıkları, sanıkların sahte içki üreterek 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Kanununa muhalefet ettiklerinin iddia edildiği olayda;
Sanıklar haklarında 2005 ile 15/01/2008 tarihleri arasında işledikleri iddia edilen dolandırıcılık, 4733 sayılı Kanuna muhalefet ve suç örgütü kurmak eylemlerinden dava açılmış olup, dosya içeriğinden bu sanıklar ile farklı bazı sanıklar haklarında suç tarihlerinin 2005 yılı ve sonrası olan İzmir 25 Asliye Caza Mahkemesine 2006/276 sayı ile sahte alkollü içki üretmek, örgüt kurmak, 4733 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından, İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesine 2013/645 sayı ile örgütlü olarak sahte içki üretmek suçundan, Bodrum Asliye Ceza Mahkemesine 2004/932 sayı ile sahte alkollü içki üretmek, Torbalı Asliye Ceza Mahkemesine 2005/51 sayı ile sahte alkollü içki üretmekten davalar açıldığı, İzmir C. Başsavcılığının 2006/20573-11553 sayı ile 4733 Sayılı Kanuna muhalefet, sahte alkollü içki üretmek, örgüt kurmak suçlarından dava açılmış olup, suç tarihleri sanıkların ve işlendiği iddia olunan dolandırıcılık, suç örgütü kurmak, 4733 sayılı Kanuna muhalefet suçları açısından bu dosyalarla dava bu dosyası arasında suç ve sanıklar suç tarihleri yönünden hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu gibi, suç delillerinin de ortak bulunduğu, ayrıca, sanıkların eylemelerinin sabit kabul edilmesi halinde de sanıklar haklarında TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen teselsül hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi açısından tüm bu dosyaların birlikte değerlendirilmesinin gerekmesine göre, yukarıda sayılan dava dosyalarının akibeti araştırılarak karara çıkmamış ise bu dosya ile birleştirilmelerine, karara çıkmış olması halinde delil olarak değerlendirilmek üzere ilgili dosyaların bu dosya içine konulması ile tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sanıkların hukuki durumları ile atılı suçların unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde eksik soruşturmayla hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.