Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/365 E. 2015/20554 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/365
KARAR NO : 2015/20554
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır.Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde,265. maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Sanığın suçun yasal tanımında yer alan ve hukuksal anlamda tek bir fiili oluşturan davranışları, görevini ifa eden kamu görevlilerine karşı görevlerini yaptırmamak için gerçekleştirmiş olması nedeniyle aynı nev’iden fikri içtimaın koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan,sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerekmektedir
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur.İsnadın ispatı konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek;mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hatay İl Emniyet Müdürlüğünün önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapan şikayetçilerin, olay tarihinde devriye görevi yaptıkları sırada, sanık …’ın sevk ve idaresinde bulunan 31 FU 713 plakalı aracın trafikte tehlikeli bir şekilde seyrettiğinin görülmesi üzerine, şikayetçilerin megafonla yaptıkları dur ihtarına rağmen sanığın, süratini artırarak aracı kullanmaya devam ettiği; görevlilerin ikinci kez yaptıkları dur ihtarına rağmen sanığın kullandığı aracı ile hızla ilerlediği; ve ani dönüşler yaparak kaçmaya devam ettiği, bir süre sonra durdurulduğu, aracın içerisinde diğer sanık …’in de bulunduğu, kendilerine müdahalede bulunmak isteyen mağdurlara hitaben “ulan siz kimsiniz topunuzun anasını avradını sinkaf ederiz, sizi buradan sürdürürüz, hepinizi öldürürüz” şeklinde sözlerle hakaret ve tehdit ettikten sonra zor kullanma yetkilerini kullanan mağdurlar tarafından polis merkezine getirilmek üzere ekip aracına bindirildikleri sırada; sanık …’ın; aracın nezarethane kısmını tekme ile vurmak suretiyle ve görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde kırdığı; ayrıca sanık …’a ait olduğu belirlenen bıçak üzerinde yapılan kriminal inceleme neticesinde düzenlenen ekspertiz raporunda; söz konusu bıçağın 6136 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında yasak niteliği haiz olduğunun belirlendiği, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı olan suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık … hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanıklar … ve … haklarında, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve kamu malına zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa, sanıkların savunmalarına, şikayetçilerin aşamalarda verdikleri ifadelerine, tanıkların anlatımlarına, görgü tespit tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların, bu şekilde gerçekleştirdikleri sabit görülen eylemlerinin kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçlarını oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 16/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.