Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/2828 E. 2014/4552 K. 12.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2828
KARAR NO : 2014/4552
KARAR TARİHİ : 12.03.2014

Tebliğname No : 11 – 2009/47775
MAHKEMESİ : Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/11/2008
NUMARASI : 2007/133 (E) ve 2008/361 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık F.. Ç..’ın annesi K.. B..’ın, borçları nedeniyle paraya ihtiyacının olduğu, Kevser’in tanıdığı esnaflık yapan Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/120 esas nolu dosyası sanığı E.. U..’un, bankadan kredi temin edebileceğini söylediği, sanık Enver’in, önce Kevser adına kredi almak istediği ancak Kevser’in daha önce kredi kullandığını tespit edince Fırat adına kredi almayı önerdiği, belirli bir işi ve kazancı olmayan, kredi alma yeterliliği bulunmayan Fırat’ın nüfus cüzdanı ve vergi kimlik numarasını aldığı, kredinin ipotek karşılığında alınmasının kararlaştırıldığı, Fırat ve sanık Enver’in emlakçılık yapan gene Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/120 esas nolu dosyasının diğer sanığı A.. K.. vasıtasıyla tanık Yasemin İleri’ye ait iş yerini 12.000 TL ye satın almak için anlaştıkları, Fırat’ın annesi vasıtasıyla sanık S.. Y..’ı kefil olması için ikna ettiği, Kevser’in emekli maaşı olduğunu bildirip sanık Sevim’i inandırdığı, Sevim’in Y.. Gıda Pazarlama işletmesi, Fırat’ın da F.. F.. pazarlama işletmesi sahibi olduklarına dair serbest muhasebeci tarafından düzenlenmiş işletme hesabı özetleri, Sevim ve Fırat adına vergi levhası fotokopileri, Sevim ve Fırat’ın Adana merkez Hacıali köyünde oturduklarına dair köy muhtarı A.. P.. tarafından düzenlenmiş 24.08.2006 ve 29.08.2006 tarihli ikametgah belgeleri ve noterde düzenlenen imza beyannamelerinin sanık Ahmet vasıtasıyla A.. A.. Barajyolu şubesine ibraz edildiği, kredinin alınması işlemlerini Ahmet’in takip ettiği, banka görevlisi beraat eden ve temyize gelmeyen sanık C.. G.. H..’ın 04.09.2006 tarihinde kredi karşılığı olarak gösterilen iş yerine gittiği ve değerinin 100.000 TL olduğuna dair ekpertiz raporu düzenlendiği, bu rapor nedeniyle de taşınmaz üzerine
ipotek tesis edilerek 40.000 TL işyeri; 3.000 TL de tüketici olmak üzere toplam 43.000 TL kredinin alındığı, paranın 9.000 TL sinin Fırat’a, 12.000 TL sinin gayrimenkul karşılığı olarak Yasemin’e verildiği, kalan paranın ise sanıklar Enver ve Ahmet arasında paylaşıldığı, kredilerin ilk taksitlerinin ödendiği, iş yeri kredisinin ikinci taksidinin kısmen tahsil edildiği, iş yeri kredisi için 39.449 TL, ihtiyaç kredisi için ise 2.949 TL nin ödenmediği, kısmi ödeme nedeniyle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmasına da muvafakat edilmediği, icra takibi sırasında düzenlenen 19.04.2007 tarihli kıymet takdir raporuna göre Kanalüstü Mahallesi .. ada, ..parselde yer alan iş yerinin 1258/8 arsa paylı 25 metre karelik dükkan olduğu ve arsa payı dahil kıymetinin 25.000 TL olarak belirlendiği olayda;
İncelemeye konu dosya ile arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunan Adana 4. Ağır Ceza Mahkamesinin 2009/120 esas sayılı yargılama dosyası birleştirilmeden ve hakkında suç duyurusunda bulunulan ve soruşturması ayrı yürüyen sanık muhtar A.. P.. hakkında dava açılıp açılmadığı, açılmış ise bu davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığının araştırılarak, sonuçlanmış ise ilgili dosyanın getirtilip bu dosya içerisine konulması, sonuçlanmamış ise diğer dosyalar ile birleştirilmesi suretiyle dellillerin birlikte taktiri ile sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanık F.. Ç..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.