Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/25769 E. 2015/27178 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/25769
KARAR NO : 2015/27178
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Kamuya ait eşya hakkında hırsızlığa teşebbüs, kamu malına zarar verme (değişen suç vasfına göre mala zarar verme)
HÜKÜM : Mahkumiyet, düşme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun, olay gecesi … … İlköğretim Okulu’na girerek bilgisayar malzemelerini çalmak istediği sırada alarmın çalması nedeniyle kaçtıktan sonra polisler tarafından yakalandığı, daha sonra da yumruğuyla belediye otobüs durağına vurarak durağın camını kırmak suretiyle kamu malına zarar verme ve nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Suça sürüklenen çocuğun, nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuk ve katılan beyanları, görgü ve tespit tutanağı ile tüm dosya kapsamına göre, suçun çocuk tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Zarar verilen eşyanın kamu malı niteliğinde olduğu dikkate alınarak suça sürüklenen çocuk hakkında, TCK’nın 142/1-a maddesi gereğince temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden aynı Kanun’un 142/1-b maddesi gereğince uygulama yapılması hususundaki isabetsizlik, suç tarihi itibariyle sonuca bir etkisinin olmayacağı dikkate alınarak bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesine göre; ”kararda, para cezasının yirmi eşit taksitle ödenmesine karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün ilgili kısmına “para cezasının birer ay arayla yirmi eşit taksitle ödenmesine” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Katılan vekilinin, mala zarar verme suçundan verilen düşme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Zarar verilen malın kamu malı ya da kamu hizmetine tahsis edilen mal niteliğinde olabileceği, bu nedenle ilgili kurumun suçtan zarar görme ihtimalinin bulunduğu dikkate alınarak ve tebliğnamadeki ret düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
a-18/06/2009 tarihli iddianamede, suça sürüklenen çocuğun belediye otobüs durağına tekme atarak zarar verdiği, 16/06/2009 tarihli görgü ve tespit tutanağında da, otobüs durağının camının kırıldığının belirtildiği, yargılama sırasında ifadesi alınan mağdur … … isimli kişi ise, kendisinin … … … Şirketi’nin teknik müdürü olduğunu, şirket olarak, belediye otobüs duraklarını, ilgili belediyeden kiraladıklarını, kendi işletmesi ve sorumluluğu altında bulunan durak camına zarar verilmesi nedeniyle failden şikayetçi olmadıklarını belirttiği, mahkeme kararında ise, duraktaki reklam panosuna tekme atılarak zarar verildiğini, bu panonun mülkiyetinin ilgili şirkete ait olduğunu, söz konusu malın, kamu malı niteliğinde olmadığını, mal sahibi olan bu şirketin de şikayetçi olmadığını belirterek vaki şikayetten vazgeçme nedeniyle TCK’nın 151/1. maddesi kapsamında kalan eylem nedeniyle kamu davasının düşmesine karar vermiş ise de, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması açısından; öncelikle reklam panosuna mı yoksa durağın kendisine mi zarar verildiğinin açık bir şekilde tespit edilmesi, zarar verilen belediye otobüs durağının veya burada yer alan reklam panosuna ait kayıtların getirtilmesi, suç tarihi itibariyle malikinin belirlenmesi, söz konusu durak ya da panonun, ilgili belediyenin gözetim ve denetiminde olup olmadığının öğrenilmesi, mağdur … … yetkilisi olduğu şirketin ana sözleşmesi ile suç tarihi itibariyle yetkilisinin kim olduğunun ilgili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden sorulması, anılan otobüs durağının maliki ile belediye arasında herhangi bir sözleşme olup olmadığının araştırılması, durak ya da reklam panosunun “kamu hizmetine tahsis edilmiş” veya “kamunun yararlanmasına ayrılmış eşya” olup olmadığının hükmün gerekçe kısmında, denetime olanak verecek biçimde ortaya konulması, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile

eylemin TCK’nın 151. maddesi kapsamında değerlendirilerek vaki şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi,
b-Kabule göre de; sanığa atılı ve 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi mala zarar verme suçu ile ilgili olarak mağdurun 26/01/2010 tarihli duruşmada suça sürüklenen çocuktan şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, aynı Kanun’un 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda suça sürüklenen çocuğun beyanının saptanarak sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.