Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/25767 E. 2015/27174 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/25767
KARAR NO : 2015/27174
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Geceleyin kamuya ait eşya hakkında hırsızlık, kamu malına zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Temyiz dışı sanık … … … Mahalle Muhtarlığı binasının giriş kapısının demirlerini keserek içeri girmek suretiyle muhtarlığa ait bilgisayarı çaldıktan sonra kaçtığı, daha sonra polislerle karşılaşınca elindeki suç eşyaları ile birlikte yakalandığı sırada, suça sürüklenen çocuğun, asıl suçu işleyen kişi olduğunu söylediği, bu şekilde suça sürüklenen çocuğun kamu malına zarar verme ve kamuya ait eşya hakkında hırsızlık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Kamu malına zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle, 5237 sayılı TCK’nın 152. maddesinde yapılan değişikliğin, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, 5237 sayılı Kanunun 152. maddesinin birinci fıkrasında yer alan

“altı” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, buna göre, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 2 ve 152/1-a maddelerine göre, kamu malına zarar verme suçunda; çocuklar açısından asli zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay, olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 7 yıl 12 ay olduğu, değişiklikten önce ise, suçun cezasının üst sınırının 6 yıl olması nedeniyle, suça sürüklenen çocuk açısından asli zamanaşımı süresinin 10 yıl, olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 15 yıl olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesine göre, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a, son maddesinin suça sürüklenen çocuğun daha lehine olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
23/01/2007 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 2 ve 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle değişik 152/1-a, son maddesi ile aynı Kanun’un 66/1-2-4, 67/4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Geceleyin kamuya ait eşya hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;
a-Suça sürüklenen çocuğun, aşamalarda değişmeyen ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek, hakkında aleyhe beyanda bulunan … … isimli kişi ile arasında husumet bulunduğunu ve kendisine iftira atıldığını belirtmekle, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, … … hakkında ayrı bir kamu davası açılmış ise, ilgili kamu davası ile bu davanın birleştirilmesinin sağlanarak delillerin birlikte değerlendirilmesi, birleştirme hususunun mümkün olmaması halinde ise, ilgili dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, açılan böyle bir dava bulunmuyor ise, … … isimli kişinin duruşmaya çağrılarak beyanının alınması, suça sürüklenen çocuk hakkındaki iddiaların kendisine sorulması, suça sürüklenen çocuğun, … … ile kavga ettiklerini, bu nedenle aralarında husumet bulunduğunu belirtmekle, söz konusu husumetin tespiti açısından, bu kavga olayı ile ilgili soruşturma ve kovuşturma dosyasının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretinin dosyaya konulması, suçun işlendiği yerde suça sürüklenen çocuğa ait parmak izi incelemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması, ilgili kayıtların dosyaya konulması, bu şekilde bütün delillerin toplanmasından sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

b-Kabule göre de; suça sürüklenen çocuk müdafiinin 06/07/2010 tarihli duruşmada, suça sürüklenen çocuk hakkında lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen, çocuk lehine olan 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi gereğince erteleme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.