Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/25143 E. 2015/27335 K. 23.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/25143
KARAR NO : 2015/27335
KARAR TARİHİ : 23.06.2015

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda; suça sürüklenen çocuğun yanında arkadaşları ile birlikte Seyhan Belediyesi İlköğretim Okulundan dönen polis ekip otosuna taş attıkları ve aracın camının kırılmasına sebebiyet verdikleri, kovalamaca sonucunda suça sürüklenen çocuğu tanık polis memuru …’ün yakaladığı, bu şekilde suça sürüklenen çocuğun eyleminin sabit olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlettirilen sosyal inceleme raporunda, suça sürüklenen çocuğun ergenlik dönemini yaşıyor olduğu, bu dönemde arkadaşlık ilişkilerinin belirleyici rol oynadığı, gözü kara davranışların ve özentinin yoğun bir şekilde yaşandığı, önünde doğru rol modelleri bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, suça sürüklenen çocuğun suç işleme kastında bulunmadığı ve içinde bulunduğu dönem ile şartların etkisi altında gerçekleştirdiği eylemin sonucunu tam olarak öngöremediği yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu sabit ise de, bu suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan kurum lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “katılan kurumun kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 825,00 TL vekalet ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınarak katılan kuruma verilmesi” fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.