Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/2406 E. 2014/8281 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2406
KARAR NO : 2014/8281
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/229001
MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/05/2012
NUMARASI : 2011/456 (E) ve 2012/251 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelDikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık Sami’nin, suç tarihinde yatalak olan babası M. H.’nin adına onun rızası ile iş takip ederek, babasının arazileri hakkında 2002 senesinde doğrudan gelir desteğinden faydalanmak için Oğuzeli İlçe Tarım Müdürlüğü’ne, mevcut arazilerini olandan fazla gösteren sahte tapu kaydıyla başvurduğu, durumun ortaya çıkması ile doğrudan gelir desteğini alamadığı iddia edilen somut olayda;
1- Sanık hakkında nitelikli dolandırıclık suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz incelemesiyle; suç tarihi olan 16/09/2002’den temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının 16/03/2010 tarihinde dolduğu anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz incelemesi ile; Oğuzeli İlçe Tarım Müdürlüğü’ne sunulan ve sanık tarafından düzenlenip düzenlenmediği ile iğfal kabiliyetinin araştırılması için kriminal incelemeye gönderilmesi planlanan, tapu müdürü İzzet Küçükgöz imzalı sahte tapu belgesini, belgenin sunulduğu İlçe Tarım Müdürlüğü yerine, Tapu Müdürlüğü’nden sorulması ile gelen olumsuz cevap üzerine hüküm kurulmuş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkması amacıyla Oğuzeli İlçe Tarım Müdürlüğü ve Kaymakamlık’tan sahte olduğu tespit edilen belgenin temin edilmesi ile belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sahteliğin iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti sonucunda sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile sanık hakkında hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/04//2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.