Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/23355 E. 2015/27029 K. 17.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/23355
KARAR NO : 2015/27029
KARAR TARİHİ : 17.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuk … ile temyize gelmeyen çocuk …, Gençlik ve Spor Müdürlüğü Binası’nın kapısını ve kilidini kırarak içeriye girdikleri, hırsızlık amacıyla izcilik faaliyetlerinin yürütüldüğü odanın kapı kilidini kırdıkları ve içeride bulunan dolapları ve malzeme deposunu karıştırdıkları, ancak hırsızlamaya değer bir şey bulamadıklarından oradan ayrıldıkları somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazının reddine, ancak;
1- Suca sürüklenen çocuğun atılı hırsızlık suçunu gece vakti işlediğine dair yeterli delil bulunmaması karşısında; belirlenen temel cezada 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uygulanmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
2- Olay tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde olan suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı mala zarar verme ve hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamayacağının değerlendirilmesi açısından; çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35/1. ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2. maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporunun aldırılması, ayrıca suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 15 yaşını doldurmamış olduğu dikkate alınarak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi gereğince işlediği mala zarar veme suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığı hususunda psikiyatri uzmanından rapor alınmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması,
3- 5271 sayılı CMK gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafiye Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinden ayrık olarak “Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafii ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife” gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek meblâğ yargılama giderlerinden olmayıp, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocukların adaletin selameti gerektiriyorsa mahkemece görevlendirilecek bir avukatın yardımından para ödemeksizin yararlanabilmeleri hakları bulunduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi gereğince atanan müdafiye bu kapsamda ödenen ücretin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesi,
4- 5395 sayılı Kanun’un 3/a-2. maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuklar için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.