Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/23205 E. 2015/26832 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/23205
KARAR NO : 2015/26832
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın, ceza infaz kurumunda tutuklu olarak kaldığı sırada rahatsızlığı nedeniyle götürüldüğü hastanenin dahiliye servisinde bulunan mahkum koğuşuna ait camı 08.03.2012 tarihinde kırdıktan sonra kurum tarafından taktırılan yeni camı da kırdığının iddia edildiği olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın, hastaneye yönelik zarar verme eylemlerini birer gün arayla aynı suç işleme kararı kapsamında gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi kapsamında zincirleme şekilde kamu malına zarar verme suçundan tek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, iki ayrı hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
2-1136 sayılı Kanun’un 168. maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.