Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/22516 E. 2014/21974 K. 24.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/22516
KARAR NO : 2014/21974
KARAR TARİHİ : 24.12.2014

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık müdafiinin temyiz talebine yönelik olarak yapılan incelemede;
Sanık müdafiinin yüzüne karşı 14/07/2011 tarihinde tefhim olunan mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 16/08/2011 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 17. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılan vekilinin temyiz talebine yönelik olarak yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılan … ile gayri menkul satış vaadi sözleşmesi düzenleyerek 85.000,00 Dolar aldığı, teminat olarak da aynı tutarda çek verdiği, ancak bu sözleşmeye rağmen gayri menkulü başkasına sattığı ve dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; sanık ile katılanın önceden tanışıklığının bulunduğu ve sanığın hukuki sözleşmeden doğan edimini yerine getirmemesi ihtimaline göre katılana yapılan protokol sırasında çek verdiği, ancak sanığın bu edimini taşınmaz üzerinde bulunan ipotek nedeniyle yerine getiremediği, devam eden süreçte de katılan tarafından sanık aleyhine icra takibi yapıldığı gözetildiğinde; taraflar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyet arzettiği, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 24.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.