Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/2243 E. 2015/21202 K. 23.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2243
KARAR NO : 2015/21202
KARAR TARİHİ : 23.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme, hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan Antalya 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/713-1359 E-K numaralı ilamının tekerrüre esas alınan ilamın mahkeme adının Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi olarak yazılması suretiyle sehven yapılan maddi hatanın mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır.Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur.İsnadın ispatı konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek;mağdurun … şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.
Tehdit,bir kimsenin başkasını,kendisinin veya yakınının hayatına,vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya,onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir.Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir.Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez.Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır.Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Bir kimsenin konutuna,konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur.Konuta girmek,failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir.Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma,dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur.Konuttan çıkmamak,konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.
Katılan ile olaydan önce duygusal ilişki yaşayan; ancak katılanın kendisinden ayrılması nedeniyle katılana karşı husumetli olan sanığın, olay tarihinde telefon ile katılanı arayarak, parasının olup olmadığını sorması üzerine; parasının olmadığını söyleyen katılana hitaben; ”evini yakacağım, ananı sinkaf edeceğim” şeklinde hakaret ve tehdit içerikli sözler söyledikten sonra, aynı günün gecesinde, katılana ait ikamete girerek evin içerisinde bulunan muhtelif eşyaları görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde yaktığı ve ayrıca ”seni Allah inse bile elimden kurtaramayacak” şeklinde tehdit içerikli mesaj gönderdiği, bu şekilde sanığın, üzerine atılı olan suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Konut dokunulmazlığının ihlali ve hakaret suçlarından verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa, sanığın savunmalarına, katılanın aşamalarda verdiği ifadelerine, görgü tespit tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin konut dokunulmazlığının ihlali ve hakaret suçlarını oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- Tehdit ve nitelikli mala zarar verme suçundan verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre sanığın bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin nitelikli mala zarar verme ve tehdit suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 152/2-son maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde, “verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesi, “bir katına kadar arttırılır” şeklinde değiştirilmiş olması karşısında; sanığın hukuki durumunun lehe kanun değişikliği kapsamında yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- Sanığın, katılanı telefon ile arayarak tehdit içerikli sözler söyledikten sonra aynı günün gecesinde tehdit içerikli mesaj yollaması şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin; 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, katılanı farklı zaman dilimi içerisinde ve aynı suç işleme kararıyla iki defa tehdit etmek suretiyle kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, tehdit suçundan zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.