YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2203
KARAR NO : 2014/3272
KARAR TARİHİ : 24.02.2014
Tebliğname No : KYB- 2014/12155
Özel belgede sahtecilik ve kamu kurumu aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından sanıklar V.. N.. hakkında yapılan yargılama sırasında, İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26/06/2013 tarihli ve 2012/518-522 sayılı görevsizlik kararına yönelik sanık tarafından yapılan itirazın kabulüne, görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin mercii İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2013 tarihli ve 2013/809 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/01/2014 gün ve 2013-11/11 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/01/2014 gün ve 2014/12155 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; iddianamede “kimlik bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte belgeler ile sabit telefon ve internet abonelik sözleşmelerinin müştekî A.. S.. adına düzenlenmiş olduğunun belirlendiği, alınan bilirkişi raporunda sözkonusu abonelik sözleşmesindeki yazı, rakam ve imzaların müşteki A..S..’ın eli ürünü olmadığının belirtildiği” şeklinde anlatılan olayın gerçekleşme şekline göre sanığın eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/l-(d) maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya demek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle” ve aynı Kanun’un 158/l-(f) maddesinde “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle”, “işlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz”, şeklinde tarif edilen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin görevli Ağır Ceza Mahkemesinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12/09/2013 gün ve 2013/809 D. İş sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca aleyhte etki etmemek üzere BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 24/02/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.