Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/21689 E. 2015/26095 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/21689
KARAR NO : 2015/26095
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanığın, katılan … ile aralarındaki akrabalık ve kira ilişkisinden kaynaklanan anlaşmazlık nedeniyle bu katılana ait iş merkezinde işlettiği markette kasten yangın çıkartmak suretiyle binanın kiralayarak kullandığı bölümüne ve komşu dükkanlarda faaliyet gösteren işyerlerine zarar verdiği iddia edilen olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkumiyetinin, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın, hiçbir kuşku ve başka bir türlü oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması gerektiği, yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmanın, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına geleceği dikkate alınarak; somut olayda, sanığın aşamalarda değişmeyen ifadelerinde suçlamaları kabul etmediği, olay günü şehir dışında bulunduğuna ilişkin savunmasının tanıklarca doğrulandığı, sanığın müştekilerce suçlanmasının sanıkla katılan … arasındaki kira ve akrabalık ilişkisinden kaynaklanan husumete ve sanığın işyerinin sigortalı olmasına dayandırıldığı, itfaiyeci bilirkişi tarafından hazırlanan raporda “Yangının harici bir nedenle veya sabotajla çıkmış olabileceği” belirtilmekle birlikte, makine mühendisi uzman tarafından sigorta şirketine hitaben hazırlanan teknik raporda yangının kesin şekilde elektrik tesisatındaki imalat hatasından kaynaklandığı sonucuna varıldığı, bu itibarla söz konusu yangının sanık tarafından çıkarıldığına dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 02/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.