Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2014/2159 E. 2015/21212 K. 23.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2159
KARAR NO : 2015/21212
KARAR TARİHİ : 23.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye …, … ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur.İsnadın ispatı konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek;mağdurun … şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, … ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.
5237 sayılı TCK’nun “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265. maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Sanığın suçun yasal tanımında yer alan ve hukuksal anlamda tek bir fiili oluşturan davranışları, görevini ifa eden kamu görevlilerine karşı görevlerini yaptırmamak için gerçekleştirmiş olması nedeniyle aynı nev’iden fikri içtimaın koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan,sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 43/2. maddesinin uygulanması gerekmektedir
Karabük Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak görev yapan şikayetçilerin, olay tarihinde bir kavga olayına karışan sanıklara müdahale etmek istedikleri sırada; sanık … ‘nun, katılan …’in boğazına sarıldığı, şikayetçiler … ile …’yü tekme ve yumruk atmak suretiyle etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, mağdurlara hitaben sinkaflı sözlerle hakarette bulunduğu, sanık … ‘nun da şikayetçilere hitaben ”sizin ananızı avradınızı sinkaf ederim, sizi öldürürm” şeklinde sözlerle hakaret ve tehditte bulunduğu ve katılan …’i, yumruk atmak suretiyle etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralayarak parmağının hayati fonksiyonlarına etkisinin 1. Derece olacak nitelikte kırılmasına sebebiyet verdiği, sanık … ‘ın ise polis memuru …’i kollarından tutarak etkisiz kılmaya çalışarak görevini yapmaya engel olacak nitelikte cebir sergilediği, sanık … ‘nun ekip aracına zarar verdiği, karakoldaki adli büro odasının camını yumruk vurmak suretiyle ve görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde kırdığının iddia edildiği olayda;
1-Sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile sanık … hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme ve kasten yaralama suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri ile sanık … hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanık … ‘nun bu şekilde gerçekleştirdiği eyleminin görevi yaptırmamak için direnme, sanık … ‘nun b şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, kamu malına zarar verme, görevi yaptırmamak için direnme ve kasten yaralama suçlarını oluşturduğuna yönelik ve tüm dosya kapsamına göre; sanık …’ın, üzerine atılı olan kamu malına zarar verme suçunu işlediğine ilişkin soyut iddiadan başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi karşısında, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanığın beraatine dair mahkemenin kabullerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanıklar … ve Metin ‘nun birlikte polis memurlarına direndiklerinin sabit olmasına rağmen haklarından 5237 sayılı TCK’nın 256/3 fıkrasının uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısı, katılan hazine vekili ve sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA
2-Sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve sanık … hakkında kamu malına zarar verme ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanık …’ın, polis memuru katılan …’i görevini yaptığı sırada kollarından tutmak suretiyle etkisiz hale getirmesi şeklinde gerçekleştirdiği eyleminin görevi engelleyecek nitelikte cebir olduğu ve görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında; sanık …’ın üzerine atılı olan görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde sanığın beraatine dair hüküm kurulması,
2-Sanık … ‘nun, kamu görevlilerine yönelik cebir eylemlerini sergilediği sırada mağdurların üniformalarını görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde yırttığının sabit olması karşısında; polis üniformalarının kişisel kullanıma tahsis edilip edilmediği, polis üniformalarının devlet tarafından mı katılanlara verildiği, yoksa polislerin kendileri tarafından kendi bütçeleri ile satın alınmak suretiyle mi temin edildiği hususlarının net bir şekilde belirlenmesinden sonra, polis üniformalarının kamu malı sayılması halinde kamu malına zarar verme aksi halde basit mala zarar verme suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde sanık … ‘nun beraatine dair hüküm kurulması,
3-Sanık … hakkında “hakaret” suçundan duruşma açılmadan 25/05/2010 ek kararla verilen beraate ilişkin hükmün hukuksal değerden yoksun olduğu, gerekçeli kararda hüküm kurulması unutulan hakaret eylemine ilişkin duruşma açıldıktan sonra yapılacak yargılama neticesinde ve zamanaşımı süresi içerisinde bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden hakaret suçundan duruşma yapılmadan ek karar ile sanık … hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, katılan hazine vekili ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.